Denilir ki, 'siyasi liderler kısırdır, yerlerini dolduracak lider doğurmazlar.'
Bu işin pratiğine baktığımızda bu söz doğrulanır niteliktedir.
Osmanlı'da bu iş zorunlu görüldüğünden padişahlar ister istemez padişah doğururlardı. Yada Hanedana mensup olarak doğanlar padişah olarak doğarlardı.
Uysa da uymasa da, ehil olsa da olmasa da padişah olarak doğmak ve yaşamak zorundaydılar.
Bir Kasım 1922 tarihine kadar da öyle oldu. Saltanat tarihe karıştı. Yani babadan oğula yönetim intikali bitti.
Artık cumhurbaşkanının oğlu cumhurbaşkanı, başbakanın oğlu başbakan olarak doğmuyor ve yaşamıyor.
Cumhuriyet tarihine bir bakalım:
Cumhurbaşkanı olarak İsmet İnönü, Celal Bayar , Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, A. Necdet Sezer Abdullah Gül gibi isimler gelip geçmiştir.
İsmet İnönü'nün oğlu Erdal, bir partinin ancak onursal Genel Başkanı ve bakan olabilmiştir.
Celal Bayar'ın ise hatır belası ve 1960 ihtilali mağduriyetini oya tahvil için kızı milletvekili olabilmiştir. Belirtelim ki, Bayar'ın gönüllere taht kurmuş Başbakanı Menderes'in oğulları parti kurmuş olsa bile bir varlık gösterememiş ve kendilerine yakın buldukları partilerden milletvekili olmuşlardır.
Ondan sonra sırtlarını orduya dayamış cumhurbaşkanlarının çocuklarına bakınız ortada hiç kimse yok. Demirel'in ise çocukları yoktu. Ancak Süleymanizm yada Demirelizm ekolü adına da hiç kimse ortaya çıkmamıştır.
Aynı şekilde Özal'a ve Sezer'e de bakabiliriz.
Gözlerimizi başbakanlara çevirdiğimizde ise farklı bir tablo ile karşılaşmıyoruz. Türkeş'in oğlu Tuğrul da babasının yolundan gittiğini söyleyen partiden değil de zıt görüşlere sahip bir partiden en çok başbakan yardımcılığı alabilmiştir.
Kaldı ki program/ doktrin bazında ortaya çıkanlardan da eser kalmamıştır. Örneğin, Türkeş'in dokuz Işık'ından, Erbakan'ın Adil Düzen'inden de kimse söz etmiyor.
Belirtmek istediğimiz husus şudur ki, saltanatın zorunluluğu dışında liderler lider doğurmuyor. Babaları adına çıkanlar da başarılı olamamıştır.
Atalarımız, 'Akıllı çocuk neyler parayı, akılsız çocuk neyler parayı' demişlerdir. Selam ve sevgi ile…