Sadece 2 gazetecidir, 'Watergate' skandalı çerçevesinde Başkan Nixon'u ABD'nin istifa eden ilk ve tek başkanı olarak tarihe geçiren. Hiç kuşkusuz basın, kamuoyunu yönlendirme olanağına sahip çok önemli bir güçtür. İktidar yasama, yürütme ve yargı erki bakımından az ya da çok egemendir. O sebeple 3 erkten bağımsız 4. erke ihtiyaç duyulmuştur. Kontrol erki olan bu gücün, devlet aygıtının işlemesini denetleme, eleştiri yolu ile saptamaları önleme gibi önemli bir rolü vardır. Basın'ı 4. kuvvet yapan şey de budur.
Hal böyle iken hiçbir otokontrol ya da editöryal denetimden geçmeden iftira ve haksızlıklar, ilkesi olmayan 'çete/çıkar medyası' tarafından kamuoyuna boca edilebilmektedir. Kalbi belki ağzına kadar nefret dolu kişilerin iftiralarını paylaşmada, çıkarı merkeze alarak menfaat devşirmede attıkları parendeler hüzün doğurucudur.
Uygar ve namuslu basının görevi, doğru ve bütün haber vermektir. Haysiyetin taşıyıcılığını yapmaktır. Günün olaylarını doğru, bütün ve mantıki şekilde sunmaktır. Oysa ahlaktan nasipsiz kimi medya kuruluşları, muhalefet ile düşman kavramını karıştırarak irin dolu yazıhanesini ülke siyasetine kusmaktadır. Esasında iktidar aygıtı üstünde ve ekonomik hayat alanında topluma bilirkişilik yapacak olan kimi basının hali oyalama, inandırma, düşündürmeme, toplumu uyuşturma, hedef şaşırtmadan ibarettir.
Medya eşittir koz değildir. Basın özgür olsun diye mücadele edilirken, bazı basın kuruluşları ancak alçaklıkla eş bir tutumla sahte ve manipülatif haberleri servis edebilmektedir. Karartma yapan ve hakikatin üstünü örten basının kimseye faydası yoktur. Nitekim geçenlerde bir dönemin en önemli ulusal basın kuruluşlarından biri, muhalefet parti başkanlarından birinin verdiği demeçte hiçbir şekilde sarfetmediği bir ifadeyi tırnak içerisine alarak sanki onun beyanıymış gibi yayın yapmıştır. Türk toplumunda genel bir okuma özrünün varlığından kaynaklı, insanların sadece manşetleri okumakla yetindiği bilindiğinden elbette bu yayın organı bağlı olduğu odağa layıkıyla hizmetini sunmuş oldu. PEKİ, YA SADECE İFTİRADAN İBARET İFADEYİ MANŞET YAPARAK, ZATEN SEBEBİYET VERİLEN TOPLUMUN ÇOK PARÇALI YAPISINA BİR BÖLEN DAHA OLMANIN TOPLUMSAL MALİYETİ? KİMİN UMURUNDA…!
Sonuçta basının geldiği genel seviyeye bakıldığında, onurlu duruş sergileyerek hakikati ortaya çıkaran anlayıştan ne zaman rücu edildiğini, ne zaman basının, onurunu portmantoya asıp hezeyanların vasıtası olduğunu sormak hakkımız olmuştur. 'BASIN-YAYIN' KURULUŞLARINA HAKİKATE 'BASIN', HER TÜRLÜSÜNDEN AHLAKSIZLIĞI 'YAYIN' DİYE GÖREV VERİLMEMİŞTİR. Varlık sebepleri arasında bu yoktur. Umarız basınımız bir gün asli görevini sunar duruma gelir…