Belediyeler yerel yönetimler olup hizmet sunumunda milletimizle doğrudan muhatap olan anayasal kuruluşlardır.
Önce şunu iyi tespit etmemiz gerekir ki, belediyeler istihdam fabrikaları değildir.
Belediyeler, hizmetlerini sunumları sırasında gerekli insan kaynağı kadar istihdam yaparlar.
Aynı şekilde belediyeler, fabrika kuran kuruluşlar da değillerdir. Gerçekçi olmak gerekir.
Belediyeler istihdama doğrudan değil de dolaylı olarak katkı sağlarlar.
Türkiye'nin de içinde bulunduğu dünya devletleri bile doğrudan istihdam sağlamamaktadırlar.
Artık devlet bakır, sigara, şeker vb. gibi şeyleri üreten fabrikayı kurup işletmiyor. Olanları da özelleştirme adı altında satıyor.
Çağdaş devletler, takip ettikleri ekonomik politikalar gereği sağlık, eğitim, güvenlik ve adalet gibi alanlarla sınırlandırmış bulunmaktadırlar.
Bunun için de sağlık çalışanı (hemşire, doktor vs.), asker, polis, öğretmen, infaz memuru, savcı ve hakim almaktadır. Yatırım bu alanlarda yapılmaktadır.
Toplumun diğer ihtiyaçları için gerekli olan yatırımları sermaye yapmaktadır. Sermayenin başarabilmesi için devlet gerekli teşvikleri verir.
İşte tam da bu noktada belediyelere ihtiyaç vardır.
Belediyeler arsa tahsisi ile birlikte gerekli altyapıları yapar. Burada merkezi yönetim ile yerel yönetimin iş birliği esası büyük önem arz eder.
Belediyeler sermayeye gerekli kolaylığı sağlar ve merkezi yönetim de teşviklerini esirgemezse istihdam doğar.
Bunun dışında yapılan konuşmaların ve verilen sözlerin geçerliliği yoktur. Konuşanlar boşuna konuşmuş olurlar.
Belediyelerin hizmet sunumlarındaki eleman istihdamında iki şeye dikkat etmelerinin gereğine inanıyoruz:
Birincisi, eleman seçimini kendi bölgesinden yapması.
İkincisi ise ehliyet ve adalete dikkat etmeleridir.
Aksi halde beldesinin insanının hakkını gasp ederek başkasına vermek olur ki, bu hakla Allah'ın huzuruna gidilemez. Selam ve sevgi ile…