Olağanüstü yalnız başınaydı. 174 kilo ağırlığındaydı. Meridiani Planum düzlüğüne vardığında ona 90 gün ömür biçmişlerdi. Ama o tüm bilinenlere inat 60 misli daha uzun yaşadı ve çalıştı!
OPPORTUNITY adlı Mars Rover aracı, 2004 yılından itibaren indiği Mars Gezegeninde 14 yıl 293 gün boyunca insanlık için su ve yaşama elverişli koşullar aradı. 13 Şubat 2019 günü yaşamı şiddetli bir kum fırtınası içinde sona erdi. Biliminsanları dünyadan beri, görev şartları altında neredeyse parça parça olsa dahi çalışır halde tutabildikleri golf arabası büyüklüğündeki bu araç sayesinde olağanüstü bilgiler elde ettiler ve kendisinden sonraki araçların tasarlanmasını ve çalışmasını sağladılar. Opportunity, kendisinden sonraki bilim ve teknolojiye imkan sağladı. Gelecek kuşaklar elbette onu Mars'ta bulunduğu yerden alıp bir anıt olarak koruyacaklar – biz göremesek bile…
Türk yurdu, Türk Ulusunun varlığını uzay koşullarında da sürdürecek bilgi ve teknolojiden yoksun durumda. 2018 yazında Houston'daki Space Center'ı 2 kez – itiraf ediyorum kendimi kaybederek – gezme fırsatı buldum. İnsanoğlunun uzay macerasının – Uluslararası Uzay İstasyonu, Uzay Mekiği, Ay çalışmaları ve nihayetinde de Mars çalışmaları ve projeleri dahil – ayrıntılarını inceledim. En sonunda insanlık adına ne kadar sevindiysem Türk yurdunun evlatları açısından o kadar da üzüldüm. Zira neredeyse 60 yıldır sürdürülen bu çalışmalarda birçok Türk yer almış olmasına rağmen tek bir Türk vidası dahi yok…
2 gün önce SpaceX firması kendi yaptığı Falcon 9 roketiyle gönderdiği yolcu kapsülünü yani 'Crew Dragon' kapsülünü Uluslararası Uzay İstasyonu ile birleştirdi. Bu kapsül geliştirilerek daha sonra insanlı test uçuşları da başarıyla sonuçlandığında muhtemelen 2023 yılında Mars yolculuğuna çıkacak. 'Crew Dragon', NASA'nın 'Ticari Mürettebat Geliştirme Programı' kapsamında 6 gün uzayda kalacak. Temmuz ayında insanlı test uçuşunda ise 2 NASA astronotunu yukarı taşıyacak. Uzay, artık ticari yolculuklara açılmak üzere…
Evlatlarımızın – hatta bizim dahi – ticari uzay uçuşlarını göreceği kesinleşti. Yapay zeka ile desteklenen kumanda sistemleriyle donatılmış araçların Mars yörüngesine ulaştığı insanlı yolculuğu ise 10 yıldan önce göreceğiz gibi görünüyor.
Gülyüzlü evlatlarımızın 22.yüzyılda da yaşamalarının yolunu biz şimdi ve acilen bulabilmeliyiz. 60 yıldır nesiller boyu sürdürülen çalışmalar sayesinde insanoğlu artık uzayda 1 yıldan daha fazla sağlıklı kalabilmekle yetinmemiş bitki yetiştirebilir hale de gelmiştir. Ama Türk yurdunda muhalif siyaseti düşman gören bir zihin yapısıyla evlatlarımızı evrensel rekabete dayalı yüksek bir geleceğe nasıl hazırlayabiliriz? Ülkemizin 'tüm insan kaynaklarını' bir araya getirip geleceğe odaklayarak, derhal harekete geçmemiz gerekiyor; ülkemizin gerçek 'bekaa sorunu' budur…
10 yıldan daha kısa bir zamanda, yapay zekalı sistemler bizim yerimize buluşlar yapmaya başlayacak. Ateşin icadı, tekerleğin icadı, buhar gücünün icadı, elektriğin icadı ve sonunda internetin icadı, insanlığın adım taşları. Her bir icat, insanlığa bir sıçrama yarattı. İnternetten sonraki sıçrama ise 'Yapay Zeka'. Bu teknoloji öyle görünüyor ki artık insanlar tarafından herhangi bir şeyin icadını sona erdirecek. Zira ortalama IQ 110 olan insanlar yerine IQ 1.000 ve hatta IQ 50.000 olacak yapay zekalar, bilim ve teknolojiyi üstel biçimde artıracaklar. Rusya Devlet Başkanı Putin 'Yapay zekaya hakim olan, dünyaya hakim olur' sözünü boşa söylemiş olabilir mi?
Eğer toplumca evlatlarımızın gerçeğini görebilmekte biraz daha basiretsizlik gösterirsek, onların ve kendimizin tüm geleceğini kendi elimizle ortadan kaldıracağız. Allah'ın bize nasip ettiği tarihin en büyük Yüce Türk Bilgesi bizi açıkça uyarmıştı: 'Uygarlık öyle bir ateştir ki kendine kayıtsız kalanı yakar, kavurur'…
Gelecekte var mıyız?