Biz İstanbul'da yerel seçim sonucunu -öncekilerinin ışık hızında sayılmasına rağmen- sayamadığımız hafta içinde İsrail, Ay'a uydu gönderen 7.ülke oldu. Tarihin en ucuz ve ilk özel/ticari uzay uçuşuyla yörüngeye yerleşen uydu, Nisan ayının ortalarında Ay'a inecek. 'Küçük Ülke Büyük Rüya' sloganıyla yapılan bu uzay yolculuğu operasyon başarılı olursa, gezegenlerarası ticari uzay uçuşlarında bir çığır açılmış olacak.
Biz İstanbul'da yerel seçim sonucunu -öncekilerinin ışık hızında sayılmasına rağmen- sayamadığımız hafta içinde İngiltere'de araştırmacılar 'minyatür bir beyin' ürettiler; Yaklaşık 1 yıl canlı kalan 'beyin organoidi', yanındaki omurilik ve kas dokusuna kendiliğinden bağlandı. Henüz herhangi bir duygu, düşünce veya bilince sahip olamayan bu minyatür beyin şimdilik 2 milyon organize nörondan oluşuyor. Gelecekte çok daha geliştirilecek olan bu yapıların, sadece beyin hasarlarının tedavisinde değil 'düşünebilen robotların' da yapımında da kullanılması düşünülüyor.
Biz İstanbul'da yerel seçim sonucunu -öncekilerinin ışık hızında sayılmasına rağmen- sayamadığımız hafta içinde dünyanın en büyük entegre devre üreticisi Intel; piyasadaki yapay zekalı devrelerden 1.000 kat daha hızlı çalışan yapay zekalı entegre devre üreticisi bir firmayı satın alacağını duyurdu.
Yapay zeka için ışık hızında sinir-ağı hesaplamaları yapmayı vaat eden çip, yüz ve ses tanıma teknolojilerinde hatasız sonuçlar üretilebilmesi bir yana makine öğrenmesi/derin öğrenme alanlarında çığır açacak. Böylece yapay zeka uygulamalarının insan zekasını ve yeteneklerini kat be kat aşacağı bir çağa girdik artık.
Türk yurdunun gülyüzlü evlatlarının geleceğini kaybediyoruz; Hepimizin gözleri önünde insanlık bilim ve teknolojiyle 22.yüzyıla müthiş bir hızla ilerlerken, gündeminin soğan-patates ihracatı ve seçim sonuçlarının açıklanamamasının oluşturduğu bir ülkenin geleceğinde neler olabilir? Ulusumuzu ve onun değerli evlatlarını, bu küresel rekabet içinde nasıl bir gelecek bekliyor olabilir?
Geçtiğimiz hafta İstanbul Barosu'nun düzenlediği 'Avukatlığın Dünü, Bugünü ve Yarını' adlı çalışmada yapay zekanın dönüştürücü gücü hakkında konuştuktan sonra yanıma gelen gencecik bir hukukçu sessizce sordu: 'Üstadım bir ülke, başındakilerin siyasi senaryolarından başka bir şey düşünemediğinde bizim gibi gençlerin nasıl bir geleceği olabilir, lütfen bize yol gösterin'' Açık yüreklilikle buna kim, ne cevap verebilirdi?
Bir an evvel ve hep birlikte normalleşebilmeliyiz zira ülkemiz gerek sınırlarının ötesindeki gerginliklerin yarattığı jeopolitik riskler gerek küresel ekonomide gittikçe artan kırılganlık gerekse Avrupa Birliği ve diğer bazı ülkelerin milliyetçi ve korumacı uygulamalara kaymasının doğuracağı politik riskler nedeniyle ulusça geleceğe her zamankinden daha güçlü olarak hazırlık yapmalı. Aksi halde Türk yurdu, tarihindeki en zayıf haline düşürülebilecek bir duruma doğru hızla ilerliyor. Gün kişisel ya da günlük siyasetlerle hareket etme günü değildir, hep birlikte ulusumuzun ve evlatlarımızın 22.Yüzyılda varlığını planlamaya acilen başlamalıyız. Kaybedilen zamanın telafisi mümkün olamayacak…
Evlatlarımız için sürekli tekrarlamaktan vazgeçmeyeceğim: SANAYİLEŞME İÇİN ÇALIŞMAK VATAN BORCUDUR VE DERHAL VE HERKESÇE ÖDENMELİDİR…