n
n n Anlamlı bir hayat yaşamak, herkesin arzusudur. Her insan kendi potansiyelini gerçekleştirmek ve ruhsal doyuma ulaşmak ister. Bu düşüncelerini gerçekleştirmek için insanın bir fikrinin, bir idealinin olması gerekir. İnsanı diğer canlılardan farklı kılan idealleridir.
n n Teknolojinin getirdiği imkânlar o kadar çoğaldı ki insanın neredeyse kendisine ayıracak bir zamanı bile kalmadı. Kendisine zaman ayıramayan insan, nasıl derinleşecek? Kendini bir fikre, bir ideale nasıl adayacak? Adayamaz. Çünkü insanı oyalayacak o kadar lüzumsuz engeller var ki böyle bir ortamda idealizm yok olmaya mahkûmdur. Derinleşmek, bir idealin peşinden koşmak insan için önemli bir erdemdir. Her şeyin peşinden koşan insan hiçbir şeyi yakalayamaz. Hele bir ideali asla…
n n Toplumlar ideal insanlar sayesinde iyiye, güzele ulaşır. Tarihin her döneminde bu hep böyle olmuştur. Ancak başkaları için yaşayabilen, başkalarının mutluluğunu isteyen insan, bir idealin peşinden koşabilir. İdealist insan içinde daima bir umut ışığı taşır ve azmiyle dağları devirmek ister.
n n Toplumun iyiye, güzele gitmesi için nedense ilk adımı hep başkası atsın isteriz, biz atmayız. Çünkü idealimiz yoktur. Başkaları için yaşamayı göze alamayız. Aşırı bencilizdir. Kendimizi düşünürüz. Başkaları bizi ilgilendirmez. Zaten toplum fazla idealist insan yetiştiremiyor. Bu sebepten “testinin içinde ne varsa, dışına da o sızıyor.” Oysa bugün müstakil bir vatanda yaşıyorsak; bugünlerimizi atalarımıza ve idealist insanlara borçluyuz. Bu borcu hepimiz, her nefes alışımızda hissetmeli ve bu bilinçle yaşamalıyız.
n