İnsanoğlu dünyaya geldiği günden beri hep bir şeyleri sorgulamıştır. Bilinç düzeyinin farkına vardığında insan hayatı ve doğayı farklı gözlerle anlamaya çalışmış ve bu çabasında sadece gördüklerini değil, hissettiklerini de kalbinden geçen duygularla geleceğe taşımıştır.
İnsana özgü bu bilinç düzeyi bulduğu ile yetinmemiş, daha farklı alanlarda yaratıcılığın kapılarını açarak birbirinden güzel sanat eserlerinin meydana gelmesine sebep olmuştur.
Bireysel ve toplumsal gelişmeye ivme katan bu çalışmalar, bilinçlenme düzeyi (kendi alanında en iyisi olma isteği) bir arayış şeklinde hükmünü sürdürmektedir. Bu gayret çağlar boyu insanoğlunun çabasına büyük katkılar yapmıştır. Herkesin bu çalışmalarda katkısı olmuştur. En fazla da yaradılışı itibariyle topluma çağa ve zamana öncülük eden yüce yaradılışlı insanlar sayesinde uygarlığa giden yolun iyilik taşları döşenmiştir.
Bu gayret hep sürecektir. İnsanoğlunun iyilikten, güzellikten yana arayışı ve doğruya olan ulaşma isteği onun büyük işler yapmasına imkan vermiştir. Eğer öyle olmasaydı herkes kısa ömrünün imkanlarını zorlamasaydı bunca eserler vücuda getirebilir miydi?
İnsanoğlunun çabası her çağda ve zamanda dünyanın her yerinde arayışını devam ettirecektir. Eğer öyle olmasaydı insanlık mükemmele estetik duyguyla beslenmiş çağları aşan büyük eserlere ulaşabilir miydi?
Her medeniyet kendi çağının altın devrini yaşamış ve yaşatmıştır. Uygarlık yarışı insanoğluyla kaimdir. Bizi iyiye, insaniyete uygarlığa götürecek yolun kültürel kodlamaları her topluma göre değişiklik gösterse de gidilecek hedef aynıdır: Uygarlık.
Günümüzde güçlünün hakimiyeti hükmünü sürdürse de insanoğlu uygarlık yolunda büyük çaba göstermeden geri durmayacaktır.
Ömer PAMUK