Öğrenciler için en vazgeçilmez işlerden bir tanesi tatilin tadını çıkarmak. Bir yıl boyunca okula gitmek, ders çalışmak öğrencileri çok yordu. Tabii ki tatil onların en doğal hakkı. Tatilde insan alışkanlıklarından vazgeçemez. Eğer öğrenci kitap okuyorsa, okuma alışkanlığı varsa mutlaka tatilde kitap okuyacak. Kitap okuma alışkanlığı edinmiş bir öğrenci tatilde zamanını boşa geçirmez. Zaten boş zaman yoktur. Boşa geçirilmiş zaman vardır.
18 milyon orta öğretime giden öğrencimiz var. Bir memleket için bundan daha büyük bir zenginlik yoktur; olamaz. İnsan zenginliği çok önemlidir. Öğrencilerimiz, tatilde dinlenirken kitaplarla olan dostluğunu da koparmamalıdır. Okumak, çevremizi tanımamıza, kültürel değerlerimizi daha iyi anlamamıza; insan olmamıza büyük katkı yapar. Şehrimizi, içinde yaşadığımız mekanları daha iyi tanımamızı sağlar. Bununla da yetinmez bizi gitmediğimiz yerlere götürür. Anlama ve ifade etme gücümüzü geliştirir. Okumak insana büyük bir zihinsel zenginlik kazandırır. Okuyan insan çok güçlü olur. Zihni "Kalaylı tas" gibi pırıl pırıl aydınlıktır. Okuyan, anlayan insanın merhamet kapıları açılır. Okumak insanı ve çevremizi daha farklı şekilde anlamamıza katkı yapar. İlgilenmek, dokunmak birşeyler yapmak için çaba sarfetmek gelir içimizden. Toplumun kalkınmasına imarına hizmet etmek arzusu uyandırır zihnimizde.
Çağımızda insan kalitesi çok mühimdir. Devamlı arayış içerisinde olan, bilmekten doğan sevinç peşinde koşan ,bilgiyi kovalayan ona ulaşmaya çalışan gençlik bizim vazgeçilmezimizdir. Ülkemize çağ atlatacak anlayışların oluşmasını, okuyan araştıran şuurlu bir gençlik sağlar. Bu arayışta teknolojinin bütün nimetlerinden yararlanılmalıdır. Gençliğimiz uyanık olmalıdır. Tevfik Fikret'in "Bize bol bol ziya (ışık) kucakla getir, düşmek etrafı görmemektendir." sözü hepimize rehber olmalıdır.