Her toplumda insanları biraraya getiren değerler sistemi vardır. İnsanlar ve toplumlar bu değerlerden desteklenerek kendilerini daha güçlü hisseder.
Zaman zaman toplumsal algımızda değerler aşınmasından söz ederiz. Fakat değerler aşınması, sadece bizim için değil, dünyanın her toplumu için geçerlidir.
'Bizim zamanımızda cep telefonu yoktu, internet yoktu. Biz biraraya geldiğimizde sohbet ederdik. Oysa şimdilerde gençler biraraya gediğinde sohbet etmiyorlar. Herkes telefonla internet üzerinden sohbet ediyor. Yani sanal bir dünyada yaşıyorlar. Birbirlerinden kopuk yaşıyorlar' diye düşünüyor çoğumuz.
Oysa, insanlar neyin doğru neyin yanlış olduğuna kendilerinin karar vermesi gerekiyor. Çünkü, insanların beklentileri farklı farklıdır. Herkes bizim gibi düşünmeyebilir. Zaten, 'benim düşündüğüm gibi düşündüğünü bilsen aklımdan şüphe ederim.'
Allah herkese akıl ve fikir vermiş. Herkes hareketlerinde fikir sahibi olmalarında özgürdür. Gençlerimize sorumluluk vermemiz en doğru olanıdır. Suçlamak, belirli bir kalıba sokarak onları kendimiz gibi düşünmeye ve davranmaya zorlamak haksızlıktır diye düşünüyorum.
Herkes kendi kültürüne, aileden aldığı eğitime göre kendi davranış normlarını oluşturur. Bir toplum içinde yaşadığımıza göre hepimiz birbirimizi anlamaya mecburuz. Memleketimizin refahı ve kalkınması gençlerimize verdiğimiz eğitimin kalitesi sayesinde mümkün olacaktır. Tenkit etmeden; bizim sorumluluğumuz nedir? Sorusunun doğru analiz edilmesine bağlıdır. Zaman su gibi akıyor. Düşünceler ve fikirler de… İnsanların farklı düşünmesi kadar daha doğal ne olabilir? Önemli olan insanların kafalarının gelişmesine katkı yapacak kültürel ortamların oluşumuna yardımcı olmaktır.
Bizi biraraya getiren toplumsal değerlerimiz milli kültürümüzle beslendiği sürece geleceği güvenle bakmamamız için hiçbir neden yoktur.