n

n
n İmralı’daki Abdullah Öcalan ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilgililerinin görüşmelerinin devam ettiği bir süreci yaşıyoruz. Bu görüşmelerde nelerin konuşulduğu ve içeriğin ne olduğu üzerindeki bilgilere sahip değiliz. Bu konuda beni düşündüren husus, 30 bin kişinin katili olan bir şahsın muhatap alınmasıdır. Bütün bunları bir tarafa koyacak olur isek, malum şahıs kimi veya neyi temsil ediyor, bunu düşünmek gerekir. Görüşülen şahıs,Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne karşı cürüm işleyerek, ömür boyu hapse mahkum olmuş bir vatandaştır. Daha önce de üzerinde durmuştum, tekrar yazıyorum. İmralı sakini; PKK, PYD ve KCK gibi yasal olmayan kuruluşların temsilcisi midir? Barış ile ilgisi olmayan parti BDP’nin başkanı mıdır? Bana göre öncelikle, muhatap alınacak şahsın neyi temsil ettiğinin bilinmesinde yarar vardır. Diyelim ki, yasal olmayan bu kuruluşlarla bir anlaşma metninde mutabakat temin edildi. Bunun altına imza atanlar veya atacak olanlar, bunun ileriye olan teminatını nasıl garanti altına alacaklardır. Elbette, imzalar atılacak; kerameti kendinden menkul olan şahısların garanti veremeyecekleri de açıktır. Bu anlaşmaların sonunda bazı haklar verilecek, fakat Kandil ve PKK, KCK ile olan anlaşmazlıklar ile çatışmalar sürecektir. Çünkü, daha önce de üzerinde durduğum gibi, şu anda ne koparabilirsem kârdır anlayışı içindeki bir durum söz konusudur. Yasal olmayan kuruluşlar, her an tetikte olarak; bunu da isteriz, şunu da isteriz in peşinde olacaklardır.
n
n Bu barış görüşmelerinin temel taşını ortaya koyacak olan bazı hususların da gözönünde tutulması gerekir. Lozan Antlaşması nın maddeleri arasında, Kürtlerin azınlık olduklarına dair madde yoktur. Bu durum karşısında, Kürtler Türkiye Cumhuriyeti Devleti nden azınlık olarak mı? Yoksa asli unsur olarak mı? Bazı hakları isteyeceklerdir. Azınlık olarak bazı hususları isteyemeyeceklerine göre, problemlerin çözüm yeri TBMM’dir. Eğer, kendilerini hakları yenmiş azınlık olarak lanse edecek olurlar ise, konu daha da çatallı bir durum haline gelecektir. Bu konuda hemen Avrupa önderliğe soyunacak ve Osmanlı Devleti nin son zamanlarında olduğu gibi, azınlıklara, asli unsurlardan daha fazla haklar verilecektir. Bu da dengeleri bozacaktır. Buna örnek olarak, romancı Frank Yerby “Fransız ihtilâli; bir kap içinde üstte asillerin altta ise halkın bulunduğu ayrı seviyelerdeki, asiller ile halkı aynı seviyeye getirmek için yapıldı; fakat sonuç tamamen tersi olarak asiller altta, halk ise üste çıktı” der. Aynı husus Osmanlı Devleti zamanında azınlıklara verilen haklarda görülebilir. Ülkenin asli unsuru olan Türkler daha aşağı tabaka olarak ortaya çıkmıştır.
n
n Tabiatıyla bu konuda devletimizin ne düşündüğünü ve atılacak adımların ne olduğu bizler tarafından bilinmemektedir. Yalnız, kanaatime göre, Kürtleri TBMM’de temsil eden bir parti bulunmaktadır. İmralı yerine bu parti muhatap alınamaz mı? Zira, onların hükmi şahsiyetleri vardır. İmralı’nın ise bana göre bir esprisi yoktur ve onunla bir yere gidilmesi de mümkün değildir. Zira, daha önce de üzerinde durduğum gibi; PKK’nın eski başkanı, eskimiş başkanın bir önemi olmadığı gibi, o bir eskimiş başkandır. BDP ve PKK için sadece büyük bir insanmış gibi, idol halinde kullanılmaktan öteye bir durumu da bulunmamaktadır. İmralı’daki problemlerin devamlı ortaya konması, evde tutuklu olması veya serbest bırakılması gibi istekler, tamamen kendilerinin bir şey olduklarını, bir işe yaradıklarını ve devlet üzerinde otorite kurma çabalarından başka bir şey değildir. Parçalanmış haldeki yasal veya yasal olmayan kuruluşlar, bir şeylerin peşinde olarak onu kullanmaktadırlar. BDP’nin İmralı ziyaretinden sonra hangi hususlar gündeme geleceğini merakla bekliyorum.
n
n Eğer, Kürtler kendilerini asli unsur kabul ediyorlar ise, diğer Türk vatandaşlarının hak ve hukukuna sahiptirler. Yalnız, kendilerine karşı bazı eksik uygulamalar var ise, bunlar diğer vatandaşlara da yapılmaktadır. Eğer, yukarıda üzerinde durduğum gibi, fazladan bazı haklar istiyorlarsa ki, buna da imkân yoktur. Türkiye Cumhuriyeti üniter yapıda, TBMM si, Anayasa ve yasaların hâkim olduğu demokratik bir ülkedir. Bunun aksini iddia edenler karşılığını göreceklerdir. Durumun çözümünü isterken, problemlere bu gözlükle bakılarak sonuca gidilebilir. Kanunların ve adaletin hükümran olduğu Türkiye dileği ile saygılarımı sunarım.
n
n
n
order abortion pill on line abortion pill where can i buy abortion pills