FETÖ'nün militan isimlerinin Almanya'ya kaçmalarının "tesadüf" olmadığı artık gün gibi ortadadır...
Hatırlanacağı gibi, 2014 yılında, Almanya'da dış istihbarattan sorumlu Federal Haberalma Teşkilatı
'BND'nin yıllarca Türkiye'yi dinlediği ortaya çıktı.
Der Spiegel dergisinde yer alan habere göre, BND, 2009'dan beri sistemli olarak Türkiye'de dinlemeler yapmıştı.
Kamuoyunda 'Kozmik oda' olarak bilinen Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı'nda düşman işgali sırasında direnişi organize edecek askeri personel ve vatan savunmasında görev alacak sivillerin listelerinin de yer aldığı belgeler, FETÖ tarafından 3 kopya yapılarak yurtdışına kaçırılmıştı.
'Kumpas davalar'ın kilit ismi eski Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz ve Celal Kara gibi militanlar 17-25 Aralık "yargı darbe" girişimi sonrası Almanya'ya kaçmıştı...
15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra da çok sayıda asker, polis, öğretmen, mühendis, iş adamı ve bilim insanı Almanya'ya iltica ederek, 'sığınma hakkı' elde etmişti...
Akıncı Üssü Davası'nın bir numaralı şüphelisi Adil Öksüz'ün de Almanya'da olduğuna dair bilgiler var...
Geçmişten de bir hatırlatma!..
Prof. Dr. Hablemitoğlu, Alman Vakıfları'nın Türkiye'deki sinsi planları ve FETÖ ilişkilerini açığa çıkarmasından sonra katledilmişti...
Devam edelim. Kafaları karıştıran bir yığın soru var...
İşte o sorulardan birini Almanya Sol Parti Meclis Grubu Sözcüsü Jelpke sordu….
Sol Parti Milletvekili ve partinin Meclis Grubu İçişleri Komisyonu Sözcüsü Ulla Jelpke, "Gülen Cemaati ile Alman Hükümeti yakın zamanda her hangi bir kooperasyon içinde oldu mu?" dedi….
Alman Hükümeti, bu soruya şu cevabı verdi: "İstihbaratı tehlikeye düşürecek sorulara yanıt verilmez."
Aslında bu cevap yeterliydi. Sol Partili Jelpke, istediği cevabı almıştı. 'Yakalandınız' der gibi cevabın ilişkiyi kanıtladığını söyledi...
Almanya'nın 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonraki tavrı, FETÖ'den yana olmamış mıydı?...
Her seferinde demokrasi ve insan hakları havarisi kesilen Almanya, hainlerin girişimine bir türlü, "Darbe' diyebildi mi?..
Nedeni çok basittir, aslında!..
Çünkü, 15 Temmuz darbesinin senaryosu ABD ve askeri varlığı bu ülkeye bağlı olan Almanya ile 'kollektif' bir çalışmanın ürünüdür…
Alman Parlamentosu'nun 15 Temmuz'dan sonra "sözde Ermeni soykırımı"nı tanımasının arkasında da o başarısız darbe girişiminin psikolojisi vardır….
Oysa, 1915 yılında "Tehcir" kararı almak zorunda bırakılan Osmanlı Hükümeti içinde bu görüşü ortaya atan Alman subaylarıydı…
Uzatmaya gerek yok!..
Sol Parti Meclis Grubu'nun sorusuna adeta "itiraf" gibi cevap veren Alman Hükümeti'nin açıklaması, bizlere "Ülkelerin dostluğu yoktur, çıkarları vardır" sözünü bir kere daha hatırlatmıştır…