n
n n “Dostluğu öldüren en tehlikeli silah itimatsızlıktır. Her gün onlarca insanla karşılaşırız. Bu sebepten herkesi tanımamız mümkün değildir. Ancak yakın çevremizde gözlemleyebildiğimiz insanları tanıyabiliriz. Bir de nerede olursa olsun basın, iletişim araçları, varsa eserleri sayesinde insanın fikri ve kişiliği hakkında bilgi sahibi oluruz. Tanıdığımız insanlar arasında pek az dostumuz vardır. Çünkü dostluk güven esasına dayanır. Güvenin olmadığı bir iklimde dostluğun soluğu uzun süreli olmaz. Peki, insanlar niçin dostlukları uzun süre yürütemezler? Nedeni çok basit: Bu konuda bir çaba içine girmiyorlar. Dostlukları uzun soluklu kılmak bir çaba gerektirir. Fedakârlık yapmak ister. Hep tek taraflı yapılan davranışlarla dostluk ateşi yanmaz. Dostluk ateşine odun çekmek, oksijen olmak için önce kendimize itimat edeceğiz sonra da dostumuza.
n n Günümüzde insanlar ufacık dünya menfaati için tavır değiştirebiliyorlar. En güvendiğiniz bir isim bir bakıyorsunuz sizin karşınıza geçmiş. Tabii ki burada suçlama tek taraflı değildir. Eğer insanlar bizden uzaklaşıyorsa; buna benim bir katkım var mı diye kendimize sormalıyız. Dünyanın neresinde olursa olsun insanın olduğu her yerde güven ve güvensizlik hep olmuştur ve olmaya devam edecektir.
n n Her türlü sorunun çözümünde ben merkezli çözüm üretmek gibi bir davranış içerisinde oluruz hep. Oysa şartlara ve duruma göre değil gerçeğin peşinde koşsak ve sırtımızı dayayacağımız haklı bir davamız olsa ve önce kendimiz kendimize inansak sonra başkaları da bize inanacaktır. Nerede olursa olsun insanlarla birlikte çalışmak bir sosyal zorunluluk olarak önümüze çıkıyor. Herkesle dost olmak gibi bir mecburiyetimiz yoktur. Eğer dostsuz yaşamak istemiyorsak, sorumluluklarımızın bilincinde olarak, ilk adımı kendimiz atmalıyız. İnsanlara önyargısız yaklaşabilmeliyiz. Dostsuz kalmak ve öyle yaşamak insana acı verir. Ruhumuzu ve gönlümüzü her dem canlı tutmak, bir dost rüzgarıyla mümkündür. Gönlümüzü dostlarımızın rüzgarına açmalıyız.
n