"Sabun köpüklerinde gökkuşağının renklerini, lapa lapa yağan karda uçuşan serçeler görebildiğimiz için Tanrı'ya şükredelim.Eğer bize verilen nimetleri ve bütün güzellikleri göremeyecek kadar kör isek utanalım. Elimizdeki nimetleri sayalım... Ufak tefek çabalarla ortadan kaldırılabilecek sıkıntıları değil."
Hayat zorluklarla dolu. Mücadele etmeden yaşamak mümkün değil. Yaşımız ne olursa olsun hepimizin yapacağı birçok şey vardır. İlgi alanlarımıza göre hergün yaptığımız işin yanında bizim mutlu ve huzurlu olabileceğimiz bir uğraşımızın olması gerekiyor. Bireysel olarak bir şeyle meşgül olmayı ve kendimize yetmeyi bilmeliyiz. Hepimiz insanız. Sadece bizim değil bütün canlıların yaşama hakkı var. Yaşam hakkı en kutsal haktır. Hiçkimse ve zümre bu hakkı kimsenin elinden alamaz. Ancak devlet, hukuk ve adalet çerçevesinde insanın özgürlüğüne sınırlama koyabilir. Bunun da sadece yapılan fiille ilgili olması gerekir.
Demek istiyorum ki bilinçli yurttaş olmak çok önemlidir. Bu kendiliğinden olmaz. Her konunun, her meselenin bir tanımı olmalıdır. Soruna tanım koymadan çözüm üretmek zordur. Herkesin fikri ve vicdanı hür olarak yaşama hakkı vardır. Kimsenin fikri bir başkasını bağlamaz. Bireysel özgürlük alanı sınır tanımaz. Kendinize hiç sorduğunuz oluyor mu? Herkes benim gibi düşünmek zorunda mı diye... Bırakalım herkes istediği gibi düşünsün ve yaşasın. Yeter ki bir başkasının özgürlük alanını sınırlandırmasın. Durumdan vazife çıkarma hakkını herkes kendinde görememelidir. Kanunlar ve hukuk sınırlama koymalıdır sadece. Yoksa hoşgörü yerini kaba kuvvete bırakır. Aslında hepimizi oyalayabilecek ilgi alanlarımız olsa, güzel işlerle meşgül olsak; toplum sorunlarına çözüm üretmek gibi bir görev üstlensek ,problemlerimiz çözülür; daha aza iner. Kendi kendine yeten insan çevresinde olup biten güzelliklerin farkına varır. Doğaya ve insana özgü değerler sistemini gören, bilen ve anlamaya çalışan insan toplumda fikri ve dünya görüşü ne olursa olsun, kişiliği ile insanları etkiler. Aranan insan olur. Kendine saygısı olan insan başkalarını değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul eder.
Kalbin öyle duyuşları var ki onu ancak sevgi anlar.Akıl ve mantık bazen anlamaz es geçebilir. Bu sebeple, birbirimizi anlamaya ve birbirimize saygılı olmaya ve öyle yaşamaya mecburuz.