n Atakum ve 19 Mayıs sahillerinde
n
n boğulmalarda görülen
n
n artışın gerçek nedenini
n
n araştırıp,
n
n can kayıplarını
n
n aza indirmek için
n
n çareyi
n
n zülfiyare dokunmadan
n
n arayanlar,
n
n sadece kendini
n
n kandırıyor...
n
n 20 Haziran da, bu köşede
n
n Boğulmalar üzerine
n
n yazdığım yazıda,
n
n OMÜ öğretim görevlileri
n
n Ali Uzun, Halil İbrahim Zeybek ve Cevdet Yılmaz ın
n
n Samsun Sempozyumu nda
n
n sundukları
n
n rapordan söz etmiştim...
n
n Zülfiyare
n
n dokunmamak için
n
n azami çaba gösteren
n
n bazıları, bu bilimsel araştırmayı
n
n gözardı edip; gerçeği örtbas etmeye
n
n çalışıyor...
n
n Gülünç gerekçeler
n
n ortaya konuluyor...
n
n Geçmişte, bu sahillerde
n
n niye bu kadar boğulma
n
n vakaları olmuyordu?..
n
n Akıntı o zaman da
n
n vardı...
n
n Üstelik kurtarma imkanları
n
n da böyle değildi...
n
n Atakum da boydan boya uyarı
n
n mantarı bulunuyor...
n
n Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi ve Emniyet Müdürlüğü nün
n
n zodyaklı kurtarma ekipleri
n
n her an tetikte...
n
n 112 Acil ise anında olay yerinde...
n
n Sözü; Ali Uzun, Halil İbrahim Zeybek ve Cevdat Yılmaz a
n
n bırakıp, Samsun Sempozyumu nda sundukları araştırmaya bakalım:
n
n Kıyıda inşa edilen liman, dalgakıran, koruyucu duvar, kıyı dolgusu ve benzeri tesisler; kıyının ekolojik ve morfolojik özelliklerini kalıcı olarak değiştirmekte, akıntı ve dalga hareketlerini etkileyerek yeni erozyon ve birikim alanları oluşturabilmektedir.
n
n Sahillerde, bilim adamlarının
n
n görüşünü almadan gerçekleştirilen
n
n yapılaşmaları önlemek yerine
n
n çeşitli bahanelere sığınmak, hakikatten kaçmaktır...
n
n Denizde boğulup hayatını kaybedenlere
n
n Allah tan rahmet, kederli ailerine
n
n sabırlar diliyorum...
n
n
n
n
n
n
n