Filistin İslami Direniş Örgütü Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı Meşal, 'herkesin görüşünü yansıttığını' söylediği 1967 sınırları çerçevesinde yeni vizyon belgesini açıklamıştır.
Açıklamasında ayrıca, 'Yahudilerle değil, Siyonist proje ile mücadele ettiklerini' belirtmiştir.
Meşal'ın razı olduğu toprak parçası, 1946 yılına göre % 25 bile değildir.
Ayrıca, ' mültecilerin de geri dönüşlerinin engellenemeyeceği' vurgusunu yapmaktadır.
Açıklamaya ilk tepki, İsrail'den gelmiştir.
Mültecilerin geriye dönüşüne tepki gösteren İsrail'in amacı Filistin'de Yahudilerden başka tek bir insan bırakmamasıdır. İnsansız bir Filistin'i vatanlaştırmak, işin en kolay ve risksiz yönüdür.
İsrail'e göre bu toprakların kadim sahibi bizzat kendileridir. Bu topraklar öldükten sonra da onların cennetidir.
Hamas örgütünün liderleri, 'demokrasiye inandıklarını' ifade ederek özelde Yahudi, genelde ise dünya kamuoyunu yumuşatacaklarını düşünüyorlar.
Dünyada hangi Yahudi, Siyonist denilen dünya Yahudi Devleti'nin hayalcisi değildir?
Böyle bir Yahudi Tevrat'a inanmıyor demektir.
Öldüğü zaman bu topraklarda haşrolunacağına inanan her Yahudi değil 1967, 2017 sınırlarına dahi razı değildir. Onun buna razı olmasını beklemek, Müslümanın kabeyi bir Yahudi ya da Hristiyanla paylaşmasını, bölüşmesini istemek demektir. Nil'den Fırat'a kadar olan topraklar her Yahudi'nin ilgi alanındadır.
Bir bakın, Suriye'deki olaylarda İsrail'in sesi çıkmakta mıdır? Ona vatan hazırlanmaktadır.
İsrail, Filistinli mültecilerin geriye dönüş projesine de karşı çıkmaktadır.
Nasıl olmasın ki?
Gidenler değişik ülkelerde geçim ve yaşam savaşı içinde yok olup gitmekte, çoğu aileler asimile olmakta ve davasını kaybetmektedir.
Avrupa'da bunların binlercesine tanık olduk. Aynı asimilasyonun bütün Müslümanlar için geçerli olduğunu biliyoruz.
Hamas, razı olduğu toprağın ötesindeki yerler tüm ümmetindir. Buraları satamaz ve bırakamaz.
Kanlar yeşerir ve kemikler canlanır.
Selam ve dua ile…[email protected]