Ülke nüfusunun % 98-99'unun Müslüman olduğunu kabul ettiğimiz bir yerde şu acayip soruyu soruyoruz: 'Kardeşliği Kim İnşa Edecektir?'
Bu insanların kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'de Allah(cc), 'Şüphesiz Müminler kardeştir.' Buyurmuştur. Bu ayetle aynı mesajı veren birçok hadis-i şerifi de de bu dinin Peygamberi ümmetine tebliğ etmiştir.
Türkiye'de ve İslam coğrafyasında İslam kardeşliğinin temelleri sarsılmış ve büyük yara almıştır. Temeller onarılmalı, yaralar sarılmalıdır.
Türkiye'de bu temelleri kim onaracak ve yaraları kim saracaktır?
Günübirlik değerlendirmelerle toplumu kamplara bölme yarışındaki politikacılar mı?
Sendikal kimliklerini İslami kimliklerinin önüne koyan işçi ve memurlar mı?
Aynı cemaate namaz kıldırma memurluğu adı altında dini hizmet veren fakat, aralarında kardeşliği yeterince tesis edemeyen müftü, imam ve müezzinler mi?
Dini ilimleri onlarca fakültede okutup imam, vaiz, müftü ve din kültürü öğretmeni yetiştirdiğini söyleyen fakat kendi aralarında anlaşamayan, hatta bazen birbirlerine selam vermeyen, birbirlerini tehdit eden ilahiyatlardaki akademisyen lakaplı hocalar mı?
Dinileştirdiği cemaatinin müntesiplerini İslam kardeşliğinin önüne koyan bazı cemaatler mi?
Ancak cemaatlerin hepsini bu kategoriye koymuyoruz. Ehl-i Sünnete bağlı tasavvuf grupları tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de İslamlaşmanın önderleridir. Dün olduğu gibi bugün de toplumun manevi harcıdırlar. Şu anda yaşadığımız kentimizde tespit edebildiğimiz kadarıyla Nakşi, Cerrahi, Rufai ve Kadiri grupları var olup hepsinin tarihi misyonlarına uygun faaliyet göstermekte olduklarına inanıyoruz..
FETÖ bahane edilerek özellikle sol cenah tarafından cemaatlere itibar kaybettirilmeye çalışılmaktadır.
Gerek yetkililerimiz ve gerekse toplumumuz bu oyuna gelmemelidir. Üzerine basmakta oldukları dalı kesmemelidirler.
Cemaat düşmanları, 'iti öldürüp sahibine sürüttürmeye çalışan' uyanıklar olduklarına inanıyorlar.
Cemaatlerin en azından pasif desteğini alamayan hiçbir sağ partinin iktidar olamayacağını bilen sol cenah, bir taraftan cemaatlerle iktidarı karşı karşıya getirmeye çalışırken, diğer taraftan eski baskıcı laikliklerinin yegane çıkar yol olduğunun propagandasını yapıyorlar.
Şimdi tekrar sorumuzu soralım: Kardeşliği kim inşa edecektir?
Milletin manevi harcını yok sayıp geçmişte yaşanmış kaos dönemini yeniden ihya etmeye çalışanlar mı?
Hepsi, hayır… Selam ve sevgi ile…