'Aç köpek fırın yıkar.'
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), 'Sürdürülebilir kentler ve toplumlar' diye yaptığı araştırmanın raporunu açıkladı geçenlerde. Bu rapora göre, Türkiye birçok alanda Avrupa'da en kötü yaşam kalitesine sahip ülke konumunda.
Ülkemizde 18-24 yaş arasındaki gençlerin üçte biri eğitimini tamamlamadan okulu bırakıyor ve bu gençler, çalışma hayatının içinde de değiller. Nerede bu gençler? Ne yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar, bilen var mı? İçerde yapılan bir başka araştırmaya göre de bu yaş grubundaki genç nüfus geçen yıla oranla 200 bin kişi azalmış. Bu gençler, buhar olup havaya uçmadıklarına göre, nereye gitmiş olabilirler? Ülkemizde gelecek göremeyen gençlerimiz, elimizden kayıp gidiyorlar. Yurt dışına gidenler her geçen gün artıyor. Oysa biz nüfusumuzun genç olmasıyla övünmüyor muyduk düne kadar?
Öte yandan, insanlarımızın yüzde 40'ı yoksulluk ya da sosyal dışlanmışlık riskiyle yaşıyor. Üç insanımızdan biri, yoksulluk nedeniyle; çatısı akan, duvarları, zemini ya da temeli rutubetli veya pencere çerçeveleri çürük evlerde yaşıyor. Türkiye'de nüfusun en yoksul yüzde 40'lık bölümü gelirden sadece yüzde 15 pay alıyor.
Tarım ülkesi olmamıza rağmen, ülkemizde tarımsal araştırma ve geliştirme desteği, kişi başına sadece 0.8 Avro. AB'de bu oran yüzde 6.3 Avro seviyesinde.
Türkiye, kadın ve erkeklerin istihdama katılım oranlarında da en kötü konumdaki ülke. Kadınların istihdamdaki oranı, neredeyse erkeklerin yarısı kadar.
İşsizlik, resmi rakamlara göre bile her geçen gün artıyor. Geçen yıla oranla işsizliğin 1 milyon kişi arttığı, daha yeni açıklanmadı mı?
Özetle, insanlarımız çok zor durumda… İşsizliğin, yoksulluğun, gelir dağılımı adaletsizliğinin bir an evvel çözülmesi gerekiyor. Ayrıca, kamu açıklarını, yoksulların belini iyice büken zamlarla değil, varsıl insanlardan alınacak vergilerle kapatsak diyorum. Hiç olmazsa bir defalığına!..
Kıyamet mi kopar?..
Alpaslan ÇEPNİ