n
nn Çok konuşuyoruz, konuşuyoruz ve işlerin sadece konuşmak ile halledileceğini zannediyoruz. Halbuki, eskiler Lâf ile peynir gemisi yürümez demişler. İnanın, konuşarak geçirdiğimiz zaman ve çenemizin sarf ettiği enerji ile çok şey yapılabilir. Fakat, konuşmaların, zeka süzgecinden geçmeden Mideden olduğu gerçektir. Bilim ile yoğrulmuş beyinlerin kesin, kes ifadeler kullandığını görmedim. Özellikle, bilimde sert ve katı gerçeklerin olmadığı açıktır. Konu buraya dayandığı zaman ise, Galileo Galilei (1564-1642) i kim yargıladı diye düşünürüm. Milattan sonra, 85 ile 165 yılları arasında yaşayan, Klaudus Batlamyus, matematik, fizik ve kozmoloji bilginidir. Aşağı yukarı 1500 yıl geçerliliğini sürdüren bir evren modeli ortaya koymuştur. Kendisi bir pagan (Antik çağın çok tanrılı dine inananı) olmasına rağmen bu model, Hıristiyanlık içinde de yer almıştır. Rahipler, Dünyanın yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafında döndüğünü söyleyen, Galileo Galilei yargılayarak idama mahkûm edeler. Esas olarak G. Galilei mahkum eden, Hıristiyan rahipler değil, K.Batlamyus tur. İtalya seyahatim sırasında, Verona, Frenzini(Floransa) özellikle de Pisa yı gezerken hep bunları düşünmüştüm. Bu bakımdan gerçek bilim insanlarının çok kesin ifadeler kullanarak konuştuklarına da şahit olmadım. Zamanımızda ise en büyük gücün bilim olduğunu inkâr etmemiz mümkün değildir. Kimileri şöyle bir soru sorabilir Bilimsellikte gerçeklik nereye kadar diyebilir. Buna verilecek cevap ise, bilim kendi dinamizmi içinde, kendi hatalarını düzeltebilir şeklindedir. Çünkü, bilim bir devinim içindedir. Her zaman gerçeği, yine gerçeği arar, bilim insanları ise, bilinenlerle, bilinmeyenler arasındaki, sonsuzluk savaşçılarıdır. Gelişmişlik buna bağlıdır ve M. Kemal Atatürk ün bizlere tek ve en büyük mirası Hayatta en hakiki mürşit ilimdir sözü hedefimiz olmuştur. Bundan başka yol aranmamalıdır.
nn Onun için gençleri yetiştirir iken onları ön yargılardan uzakta ve mistik bazı hususlardan medet ummayacak şekilde yetiştirmeliyiz. Gerçek gücün bilim olduğunu onlara öğretmeliyiz. Ancak o zaman gençlik Ülkemizin kalkınmasında, muasır medeniyet seviyesine erişmedeki yerini alabilir ve almalıdır.
nn Özellikle, siyasiler konuşmalarına çok dikkat etmek mecburiyetindedirler. Zira, konuşmalar arasında sarf edilecek ve değişik anlamlara çekilecek sözler, halkı galeyana getirebilir. Bunun sonucunda ise hatası telafi edilemeyecek olan olaylarla karşı karşıya gelinebilir. Seçim sırasında, liderlerin sarf ettikleri sözlerden sonra bir olayın olmaması için dua ediyordum. Elbette, okuması yazması olmasa bile, Türk halkının toleransına ve irfanına inanıyorum. Binlerce yıllık birikimin onlarda ortaya koyduğu vakur duruşu her zaman takdir etmişimdir. Bütün bunlara rağmen arada birileri çıkarak bu durumun aksine hareket edebilir. TBMM çatısı altına kadar sızarak bir parti liderine olan hareketi Türk milleti olarak tasvip etmemiz mümkün değildir. Bunun da böyle olduğu, iktidarı muhalefeti ve kamu oyu ispat etmiştir. Demokrasilerde muhalefet olacaktır ve demokrasinin tartışmasız en önemli unsurudur. Bunun böyle olduğu açık olarak bellidir. Geçmişte kalan totaliter rejimlerde, yakın bir zaman içinde yıkılan komünizm rejimlerinde muhalefet ya yoktur veya desinler tabirinden göstermelik olarak bulunur. Demokrasi bir hizmet yarışı olduğuna göre, bu yarışta yarışanlar da bulunacaktır. Bunu özellikle aklımıza yerleştirmemiz ve sandıkta tercihlerimizi ortaya koymamız gerekir. Bunun ötesinde demokrasinin başka bir tarifi de yoktur. Bana göre demokrasi Çoklu ve birbirine zıt görüşlerin armoni içinde olması olarak tarif edilebilir. Bir önceki makalemde üzerinde durduğum gibi, fikirlerdeki bağnazlık insanları çok kötü durumlara götürür. Fikirleri tolerans ile kabul ederek ve siyasetin gerektirdiği davranışlar içinde olunması gerekir. Ülkemizde, TBMM nde milleti temsilen AKP, CHP, MHP ve BDP olmak üzere dört parti bulunmaktadır. Bu partilerin kurullarının vereceği kararlar ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gideceğiz. Bu, bir veya birkaç kişinin veya bir grubun isteği yönünde değil anayasanın amir hükümlerine göre bu ortaya çıkacaktır. Elbette, herkes kendi fikrini savunmakla birlikte, gerçek hakemin halk olduğunu bir defa daha tekrar eder saygılarımı sunarım.
nn
nn
nn
nn
n