Türkiye kamuoyu dört ay sonra bir tercih daha yapmak üzere sandığa gidecektir.
Bu tercih, bir anlamda muhafazakarlar ile modernistler arasında bir yarışa dönüşür.
Bu yarışta hiçbir değer kaydına rastlanmaz.
Avrupa'da ve Amerika'da oluşturulmuş iki parti mücadelesi Türkiye için de geçerlidir.
Bu ülkelerdeki tercih mücadelesi genelde muhafazakar ile ılımlı sol partiler arasında geçer.
Ancak bu partilerden hiçbiri mensubu bulunduğu ve yönetmeye talip olduğu milletinin değerleriyle çatışmaz. Hepsi de kalkınma ve refah planlarıyla kamuoyunun huzuruna çıkarlar.
Peki, Türkiye'de durum nasıldır?
Türkiye'de de sistem iki parti üzerine oturmuş bulunmaktadır. Bu sistemde iktidar partilerinin ömürleri on yılı geçmemektedir. On yılı aşan iktidarların ayakta duruşları ise herkesin malumudur.
Geçmişi (hafızası) olmayan partiler iktidara gelip devlete sahip çıkacak zamanları olmamaktadır.
Çok partili döneme geçildikten sonra muhafazakar kesimin iktidar süresi modernist olarak nitelendirdiğimiz sol partilerden daha çok olmuştur.
Sol partileri modernist olarak nitelendirmemizdeki amacımız, bu partilerin mensubu bulundukları ve yönetmeye talip oldukları milletin inanç ve değerleriyle çatışmalarıdır.
Aslında gerek muhafazakarlar ve gerekse modernistler sonuçta kamusal alanda Allah'ın iradesini dışlamakta beraberdirler. Biri milletin değerlerine karşı aktif, diğeri ise pasif mücadele verir.
Bu konudaki örneklerimiz, çok partili hayata girildikten günümüze kadarki muhafazakar iktidarlar yada siyasal partilerdir.
Modernistler dinin tasfiyesine giderierken muhafazakarlar da dini hayatı kişisel vicdanlara, camilere ve evlere haps ederek kamusal alan için ayrı ilahlar tercih ederler . İkisinin de tavrı , 'ilahi iradeyi devre dışı bırakmada' birleşmektedir.
Türkiye örneğinde dini operasyonlar muhafazakarlar tarafından uyuşturularak yapılırken, modernistlerce doğrudan yapılmaktadır.
Bazen tercih şansınız bile olamiyor. Çünkü doktorların nöbetlerini siz düzenlemiyorsunuz. Üst yönetimin insaf ve merhametinin kurbanı oluyorsunuz. Selam ve sevgi ile…[email protected]