İslamın evrensel kardeşlik ilkelerinden biri de Müslümanın Müslümana karşı haksızlıkla kılıçla (silahla) çıkmamasıdır.
Bu konuda Peygamberimiz((sav), 'Katil de(öldüren ) maktül de (öldürülen ) cehennemdedir' buyurmuşlardır.
İkisinin de cehennemde olmasının nedeni ise her birinin diğerini öldürme niyeti ile silahını çekmiş olmasıdır.
Bir Müslümanı hataen öldüren, diyet ve kefaret ödemekle yükümlü olur.
Bir Müslümanı kasten öldürene kısas ya da diyet uygulanmakla birlikte dinden çıkmaz. Tevbe ederse Allah dilerse affeder ya da günahı kadar sonra onu cennetine koyar, azap eder.
Tevbe etmeden ölürse; yine Allah dilerse affeder ya da dilerse günahı kadar azap eder.
Ama ebediyen cehennemde kalmaz.
Çünkü Müslüman, işlemiş olduğu günahın haramlılığını kabul ettiği sürece inkar edenler(kafirler) gibi ebediyen cehennemde kalmaz.
İslam, kardeşlik ilkelerini yaşatmak ve toplumda ayrılık ve garipliği ortadan kaldırmak için Müslüman her devlet başkanının arkasında cuma ve bayram namazlarını kılar.
'Sivil itaatsizlik' adı altında ayrı imam tayin edip namaz kılmaz.
Çünkü Müslüman devlet başkanına itaat farz kabul edilmiştir.
Müslüman devlet başkanı adalet ya da zulüm yaparsa sevabı de günahı da ona aittir.
Müslüman devlet başkanına itaat her durumda gerekli görülmüş ve aykırı hareket edenler yani itaat etmeyenler HARİCİ olarak kabul edilmişlerdir.
'Allah'a, Rasulüne ve Ulülemre itaat ediniz' Ayet-i kerimesi buna işaret ettiği kabul edilmiştir.
İslam toplumunda bu değerler kabul edilirse huzursuzluk olmaz.
Peki, muhalefet olmayacak mı?
Bu sorunun cevabını da inşallah bir başka yazıda verme umuduyla selam ve sevgiler…