O gece telefonla arayan kişi, 100. Yıl Bulvarı'nda meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucu taraflar arasında kavga çıktığını ve tartışmanın büyümesiyle silahların ateşlendiğini anlattı...
Araçlarda bulunan kadın ve çocukların çığlıkları, gecenin sessizliğinde büyümüş, bütün mahalleyi ayağa kaldırmıştı…
Polis, derhal olaya müdahale etmişti...
Nerelere geldik, anlamış değilim...
Bir insan; Ne kadar haklı olursa olsun, karşı tarafın yanında eşi ve çocukları varsa, daha özenli davranır...
O çocuklar üzerinde izi kalabilecek bir 'psikolojik travma' yaşatmamaya çalışır...
Kendi eş ve çocuklarını aklına getirip, empati yapar...
Bize öyle öğrettiler, öyle bildik!..
Ne oldu da bizi farklı kılan değerlerimizi bu kadar 'ucuzca' harcamaya başladık?..
Özellikle de araç kullanımı ve park etme sırasında ya da yol verme meselesi yüzünden çıkan kavgalar, aslında
"fındık kabuğu"nu doldurmayacak kadar küçük konulardan kaynaklanıyor...
Bu tür olaylar sırasında, soğukkanlı davranmak, hem kendimizi hem de karşı tarafı adliye koridorlarında uğraşmaktan ve daha da beteri olan hapisten kurtaracak!..
Ekonomik sorunlarla daha da derinleşen sosyal sıkıntıların yol açtığı psikolojik bunalımların sonuçlarıdır aslında bu yaşananlar...
Vaktiyle ne olaylara tanık olduk!..
Sözlü tartışmaya bile gerek kalmayan konularda karşılıklı silahların çekildiği, insanların yaralandığı ya da hayatını kaybettiği...
Sonra yaşanan 'pişmanlıklar'....
Bence, kamu ve özel sektör kuruluşlarında çalışanlara,
"Öfke kontrolü" konusunda yardımcı olacak bir takım eğitici düzenlemeler yapılırsa iyi olacak!..