Türkiye'de bugün 58 bin diyaliz tedavisi gören hasta var. Ancak bunun 26 bini organ nakli konusunda sisteme kayıtlı.

Türkiye'de böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas, ince bağırsak gibi organlar ile kalp kapağı, kornea, kemik, kemik iliği, deri, yüz, el, kol ve bacak gibi doku nakillerin başarılı bir şekilde gerçekleştiriliyor.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, organ nakli bekleme listesinde yaklaşık 26 bin hasta bulunuyor. Bu hastalardan 22 bin 355'i böbrek, 2 bin 136'sı karaciğer, bin 67'si kalp, 290'ı pankreas, 67'si akciğer, 4'ü kalp kapağı ve 4'ü de ince bağırsak bekliyor.

TOPLUMSAL FARKINDALIK GEREKİYOR

Organ bağışı noktasında büyük sıkıntı yaşanıyor. Organ bağış oranlarının artırılabilmesi için mutlaka toplumsal farkındalığın yükseltilmesi gerekiyor.

Fakat bu konuda toplum genelinde yaygınlaşan ancak yanlış yorumlanan bir durum söz konusudur. Gerek 3-9 Kasım Organ Bağış Haftasında, gerekse diğer özel günlerde 'organ bağış kampanyaları' düzenlenir. Bu kampanyalarda organ bağış formunu dolduran yüzlerce insan olduğu açıklanır, organ bağış fikrinin toplum genelinde yaygınlaştığı söylenir. Her ne kadar iyi bir tablo gibi görünse de, burada görünmeyen bir tehlike söz konusudur.

GÖRÜNMEYEN TEHLİKE

Sağlığında organ bağış formunu dolduran ve herhangi talihsiz bir kaza sonucu beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin organların alınacağı sanılır. Oysa, ölen kişi her ne kadar sağlığında organlarını bağışlasa bile aile fertlerinin onayı gerekir. 5 kişilik bir aileden 4'ü onay verip 1'i vermediğinde o organ nakli gerçekleşmez. Türkiye'de organ nakli bekleyen hastaların günden güne artmasına rağmen aile fertlerinden birinin aksi bir beyanı o bağışın gerçekleşmesine izin vermez. Dolayısıyla organ bağış kampanyaları sadece toplumda 'organların da bağışlanabileceği' fikrini aşılar, o kadar…

Avrupa'ya baktığımızda ülkeler, doğuştan itibaren herkesin organ bağışçısı olması yönünde yasalarını değiştirmeye başladılar. Kişinin aksi beyanı olmadıkça, doğuştan bağışçı kabul edilmesini öngören 'varsayılmış rıza sistemine' bir geçiş var. 2015'te İngiltere'nin Galler bölgesi de varsayılmış rıza sistemine geçti ve bağış oranlarını yüzde 35 artırdı. Yakın zamanda Fransa da geçti. Türkiye'de de artık 'varsayılmış rıza sistemi' uygulamasına ilişkin yasal düzenleme yapılmalıdır. En azından tartışmaya açılması, organ nakli ile hayata tutunmayı bekleyen hastalar açısından önemlidir.

EN UYGUN SİSTEM BELÇİKA MODELİ

Bugün organ nakli konusunda en uygun sistem 'Belçika modeli' olarak görülüyor. Bu modele göre, beyin ölümü gerçekleşen her hastanın aile izni olmaksızın organları kanunen alınır ve ihtiyacı olan hastaya nakledilir. Yani askere giden gencin 'askere gidip gitmemesi' nasıl aileye sorulmuyorsa, organ nakli konusunda da aileye sorulmuyor. Türkiye'de Organ Nakli Koordinatörleri, beyin ölümü gerçekleşen kişinin ailesine organ bağışı konusunda yalvar yakar olurken, Belçika'da bu durum söz konusu değildir.