Politika devlet ve memleket yönetme sanatıdır.
Politikacı ise devlet ve memleket yönetmeyi meslek edinen kişidir.
İslam Alimleri politikayı, Peygamberlikten sonra en şerefli meslek olarak tanımlamışlardır. Çünkü bu meslekte olanlar Allah'ın adaletini, Allah adına uygulayanlardır.
Adalet demek, Allah adına Allah'ın adını yüceltmektir. İslam'da yönetim, meşruiyetini adaletten alır. Adaleti gerçekleştiremeyen yönetim meşruiyetini kaybeder.
Bu nedenledir ki, politika yani devlet ve memleket yönetmek önemli olmaktadır.
Peki, bu kadar önemli bir görevi üstlenen bir kimse nasıl olur da ilahlaşır?
Belirtelim ki, politikacı ilahlaşmadan önce peygamberleşir.
İnancımıza göre Peygamberler yanılmazlar. Dil yada ayak sürçmesi kabilinden ufak- tefek hataları (zelle) olsa da Cebrail(as) tarafından hemen vahiyle düzeltilir.
Politikada partililerin mantığı da böyle işler. Lider, her şeyin en iyisini bilir. Bazı yanlış kararlar verse yada beyanatta bulunsa hemen orada bir hikmet aranılır.
Peygamberimiz(sav), örneğin; 'en hayırlı amel hangisidir' sorduğunda hazırda bulunan Ashab, 'Allah'ın Rasulü daha iyi ya da Resulullah bilir' cevabını verirlerdi.
Aynı Sahabe Efendimiz tarafından bir söz söylendiği zaman akıllarına yatmadığı zaman, 'Ya Resulullah, bu söz vahiy mi, yoksa sizin sözünüz mü' sorusunu sorarlardı.
Günümüzde hiçbir partili bu kadarını bile liderine sormaya cesaret edemez.
İslam'a göre yanılmazlık (zelle hariç günahsızlık) özelliği nihai noktada Peygamberlere özgü bir niteliktir.
İşin bu noktası, aynı zamanda ilahlık özelliğidir.
Politik lidere bu özelliği kazandıranlar şüphesiz taraftarlarıdır. Partililerin isteyerek yada istemeyerek oluşturdukları ilahın bazen de hışmına uğrarlar.
Böyle politik bir anlayış ne demokrasilerde ve ne de İslam'da mevcuttur.
Anlaşılan ne demokrat ve ne de Müslüman olabildik.
Umudumuz odur ki, insanlık bir gün önce insan, sonra da Müslüman olursa bu düzen düzele…
Selam ve sevgi ile…[email protected]