Üç yıla yakın süre Samsun’un gündemini meşgul etti.
Samsun İl Müftülüğü ’nün yapılmasını talep etmesine rağmen konuyla ilgili başka istekli çevrelerin yönlendirmesi olduğu çokça konuşulmuştu.
Kırk senelik bir eğitim kurumu olan, üç yüz öğrenciye eğitim veren Atakum Anadolu Tarım Meslek Lisesi’nin üzerine yapılmaya çalışıldı.
Pek çok alanda kamu ihtiyaçları senelerce beklemede sürüncemede kalırken, sıra camiye geldiğinde hayal bile edilemeyecek bir süratle davranılmasının altında yatan gerekçeyi, ihtiyaçtan saymak mümkün değildi. Çünkü “Protokol Camii” gündeme geldiğinde Samsun’da 2639 cami vardı ve yaklaşık 473 kişiye bir cami düşmekteydi. Bu rakamlar, Samsun’un Türkiye’de ilk dörde girdiği anlamına geliyordu.
Kanun, yönetmelik dikkate alınmadan, öğrencisi, mezunları, velileri, öğretmenleri hatta idarecileri dinlenmeden, demokratik kitle örgütleri hiçe sayılarak,yapılan uyarılara kulak asılmadan Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, bir oturumda, beş yüz metre çevresinde beş cami olan okul alanı,“ Protokol Camii” yapılmak üzere dini ibadet alanına dönüştürüldü.
“Protokol Camii” adı neredeyse herkes tarafından tepki gördü, yapılacağı yer bu kararı alanlar dahil hiç kimsenin içine sinmedi. Bu adı ortaya atanların açıklamaları ve düzeltme çabaları çok da etkili olmadı. Ancak yine de karardan dönülmedi.
Okul Aile Birliği, Mimarlar Odası ve Atakum Kent Konseyi konuyu İdari Mahkeme’ye taşımaya karar verdi. Bu üç yapı kendi bakış açılarından ve özellikle sorumluluk alanlarıyla ilgili konular üzerinden davaya müdahil oldu.
Dava süreci devam ederken Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün gönderdiği bir yazıyla yarıyıl tatilinde okulun apar topar taşınması istendi. Konu basına taşınınca geri adım atıldı.
Yargı sürecinin ağır işlediği davada bilirkişi aşamasına yaklaşık bir senede gelindi. Hazırlanan bilirkişi raporu davaya müdahil olan tarafların lehine çıktı. Bilirkişi raporunda özetle “Bahsi geçen alandaki okulun yıkılıp da cami yapılmasının; şehircilik, planlama ve toplum yararı bakımından uygun olmadığı” rapor edildi. Ancak bilirkişi raporuna rağmen İdari Mahkeme nihai kararını bir türlü veremedi.
Bu arada sene sonu geldi. Mezuniyet töreninin burada son kez yapıldığı ve ardından okulun eski Gelemen Yatılı Bölge Okulu’nun olduğu yere taşınacağı duyuruldu.
Mezuniyet töreninin ardından okulun boşaltılma ihtimaline karşılık bahçede öğrenciler, veliler ve gönüllülerle nöbet tutulmasına karar verildi. Aynı gece yarısında yüz elli kişilik çevik kuvvet ekibi tarafından nöbetçi eylemciler çembere alınarak okul dışına atıldı. Çadırlarına el konuldu.
Ertesi sabah polisler okullu olmuş, öğrenciler kapı dışarı edilmişti. Otomatik silahlarıyla çapraz tutuşta bekleyen polisler ve tomalar, “yıkılmasına karar verilen okulu”,“dokunulmasın” diye çaba sarf edenlerden koruyorlardı.
Nöbet eylemi okulun duvarının dışında devam etti. Her geçen gün katılım ve destek arttı.
Katılımcılar tek bir sloganla el ele tutuşarak bir araya geldiler ve yağmura, çamura, baskıya aldırmadan direndiler.
“ Okuluma Dokunma, Ağacıma Kıyma”
Çok defa okulun etrafında insan zinciri oluşturuldu, Atakum’da geniş katılımlı yürüyüş düzenlendi. Şarkılar, türküler söylendi, kitap okundu, oyunlar sergilendi…
Direniş devam ederken “Yargı kararı çıkana kadar okulu boşaltmanın, mahkemeleri ve yargı sürecini hiçe saymak anlamına geldiği, mahkeme kararının beklenmesi gerektiği herkesin yargı kararına saygı göstereceği” vurgulandı. Buna karşılık Samsun Valisi’nin “Yargı kararına uyacağız…” açıklamasının üzerinden kısa bir süre geçmişti ki nihai karar beklenen mahkeme bilirkişi raporuna itiraz gerekçesiyle yeni bir rapor düzenlenmesini istedi. Mahkemenin karar süreci uzadı. Birkaç hafta sonra da okul, polis güçleri nezaretinde boşaltıldı. Öğrenciler öğretmenler Gelemen’e yollandı.
Nöbet direnişi aynı yerde yapılan akşam toplantıları ve forumlarına dönüştürüldü.
“Öğrenciler gitti, okul da gitmesin bari…” diye dava süreci adım adım takip edildi.
Ve nihayet yargı, yürütmeyi durdurma kararı verebildi.
Şimdi İmar değişikliği ile cami yapılması düşünülen alan, mahkeme kararıyla yeniden imar değişikliği yapılarak okul alanına dönüştürüldü.
Davanın “Protokol Camii” bölümü böylece sonuçlanmış oldu.
Şimdi okul yerinde duruyor. Biraz bakım istiyor ama hala iş görür vaziyette. Çevresindeki yeşillik ve ağaçlar hala canlı, ayakta. Tarım Meslek Lisesi’yle ilgili ödül almış yeni bir bina projesi de gündemde.
Verilen sözler de ortada, boş yere çekilen eziyet de…
Dönsünler artık,
Bizim çocuklarımız burayı çoktan hak ediyor.