Amerika'nın önde gelen dış politika entelektüellerinden Samuel P,Huntington Foreign Affairs dergisinin 1993 yılı sayısında yayımlanan 'Medeniyetler Çatışması' başlıklı makalesi ve 1996 yılında yayımlanan 'Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması' adlı kitabında; dünyadaki çatışmaların 19.yy'da devletler, 20.yy'da ideolojiler arasında olduğunu, 21.yy'da ise medeniyetler arasında olacağını iddia ediyordu. Huntington, NPQ editörü Nathan Gardels'e 1993 yazında İslam dininin militan bir din olduğunu da ifade etmiştir.
Huntington'un tezinde belirttiği ana unsurlar şu şekilde özetlenebilir:
- Gelecekte çatışmalar devletler arasında değil, kültürler arasında (Batı Uygarlığı ile İslam ve Çin Uygarlığı) arasında olacaktır.
-Anglo-Sakson batılı kültürün dünya politikasında etkisi ve batılı değerler sistemi gerilemektedir.
Dünya, sekiz büyük uygarlık grubuna ayrılmaktadır: Batı (ABD ve Avrupa), İslam, Slav- Ortodoks, Hindu, Güney Amerika, Japon, Çin ve Afrika uygarlıkları olmak üzere.
- Çeşitli kültürlerin değerleri ve felsefi normları birbirleri ile uyuşmazlık halindedir.
- Kültürler arası çatışmalar, aynı kültür içindeki çatışmalardan daha şiddetli olmaktadır.
- Uluslararası organizasyonlar olan BM, Güvenlik Konseyi, IMF batı uygarlığını temsil etmektedir.
- Batı kültürü ile İslam arasında büyük bir gerilim potansiyeli vardır.
- İslam devletleri ve Çin, Batı'ya karşı silahlanmaktadır.
- Huntington'a göre dünya, dini ve etnik blok teşkillerinin ve çatışmalarının eşiğinde olduğu bir çağa giriyor.
- NATO, batı uygarlığının(AB ve ABD) güvenlik organizasyonudur. Müslüman Türkiye ve Ortodoks Yunanistan bu organizasyondan çıkarılmalı veya üyelikleri anlamsızlaştırılmalıdır.
- AB'nin Türkiye'yi bünyesine almamasının ana nedeni Türkiye'nin Müslüman bir ülke olmasıdır.
2000 yılı sonrası dünyada yaşananlara baktığımızda Batı(AB ve ABD) uygarlığı tarafından önce İslam ülkelerinde bir kriz yaratılmış arkasından da müdahale edilerek bu ülkelerin kaynakları üzerine oturulmuştur. Çatışmaların büyük kısmı kültürler arasında değil, bir kültür içinde(İslam) olmaktadır. Ancak bunun etkisi uluslararası olmakta, kültürel karakterden ziyade ekonomik mahiyette ve global seviyede sürmektedir.
11 Eylül 2001 yılında Washington ve New York'a yapılan terör saldırıları ve Afganistan müdahalesi bazı görüşlere göre Huntington'un tezini doğrulayan olaylar olarak öne sürülse de bunun öncesinde bu ülkelerde çıkan olaylar dikkate alınmamaktadır. Örneğin; Afganistan'da 1978 yılında demokratik cumhuriyetin kurulmasından sonra yönetime karşı olanların desteklenmesi sonucunda 1996 yılında Taliban adlı örgüt yönetime egemen olmuş, iç çatışmalar devam etmiş, 2001 yılında ABD'nin işgaline kadar bu durum devam etmiştir.
Aynı şekilde İran-Irak 1980-1988 yılları arasında 8 yıl birbirleriyle savaştırılmış iki ülke ekonomisi bitme noktasına getirilmiştir. Arkasından Irak Kuveyt'e saldırmaya teşvik edilmiş 2 Ağustos 1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgali üzerine Irak'a karşı 24-28 Şubat 1991 tarihinde ABD öncülüğünde 28 devlet tarafından girişilen Çöl Fırtınası adı verilen harekatla Kuveyt işgalden kurtarılmıştır.
11 Eylül saldırısından sonra ise Irak'ın kimyasal silah geliştirdiği, teröre destek verdiği öne sürülerek 20Mart 2011'de başlatılan harekat 18Aralık 2011'de Irak'ın işgali ve bugün içinde bulunduğumuz süreci doğurmuştur.
Günümüzde benzer gerekçelerle Suriye, Yemen, Libya, Sudan, Somali'de de çatışmalar devam ettirilmeye çalışılmaktadır ve bu çatışmalar İslam kültürü içerisinde yaratılmakta, müdahale için zemin oluşturulmakta ardından da ABD öncülüğündeki Batı kültürü müdahale etmekte, o ülkeye yerleşerek sömürü düzenini devam ettirmektedir.
Sonuç olarak, çatışmalar günümüzde kültürler arasında değil İslam kültürü içerisinde yaşanmaktadır. Bu çatışmaların ortaya çıkması ABD öncülüğündeki Batı kültürü tarafından yaratılmaktadır. İslam kültürünün bu müdahaleleri önlemek için her şeyden önce kendi içerisinde birliği sağlaması, problemleri çözecek kurumları oluşturması gerekmektedir. NATO benzeri İslam Savunma Teşkilatı'nın bir an önce oluşturulması ve Batı kültürünün müdahalelerine fırsat vermeden kültür içi problemlerin çözülmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekir.