Türkiye, yeni şeyler söyleme eşiğindedir.

İktidarı ve muhalefetiyle yeni şeyler söyleme ve yapma zorunluluğu vardır.

Eğer yeni şeyler söylenmez ve yapılmazsa geleceğin Türkiye'sinin bünyesinde büyük yaralar açılabilir.

Şimdiye kadar söylenip yapılanlar derde deva ve yaraya merhem olamamıştır ki, OHAL ile yönetilen bir Türkiye'de seçime giriyoruz.

Rahmeti Erbakan'ın ifadesiyle, 'pansuman önlemlerle' var olan sorunlar çözülemiyor. Yaklaşık bir buçuk yıllık bir zamanda da çözülemiyor ki, erken seçim yapılma gereği duyulmuştur.

Bu demektir ki, sorunlarımız yeni dönemde de devam edecektir. Hiç kimse cennet vadetmiyor. Ülke iç ve dış ihanet çemberlerinin kıskacında.

Aynı durum muhalefet için de söz konusudur.

Ana Muhalefet, ' milletvekillerinden ülke sorunları için çözüm önerileri' topluyor.

Bizde , 'yumurta bilmem nereye dayandığında fol aranmaz' denir. Demek ki, ülkenin temel sorunlarıyla ilgili çözüm önerileri yoktur. Yıllardır muhalefet yapmış, iktidar olmayı düşünmemiştir.

Oysa memleketin yeni şeylere, yeni söylem ve pratiklere ihtiyacı vardır. Bunları iktidar kadar her düzeydeki muhalefet de bilmesi gerekir.

Mevlana'nın ifadesiyle;

'Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağzım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...'

Artık Türkiye kısır çekişmelerle kaybedecek zamanı yoktur. Partilerimiz eskinin devamı ile değil, yeninin ve yenilenmenin rengiyle seçmenin karşısına çıkmalıdır.

Seçimin hayırlara vesile olması dileğiyle selam ve sevgiler…