Amerika, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının galibiyetinin ve teknolojisinin verdiği şımarıklıkla hala dünyanın efendisi ve jandarması olduğuna inanıyor.
Batı dünyası da buna inandığı için peşinden akmaya devam ediyor.
Bunların hepsi geleceklerinden endişe ettiklerindendir ki, 'yaşamak için öldürmenin' gereğine inanmaktadırlar.
Bunların geçmişine ayna tutulduğunda bundan başkasını görmek mümkün olmamaktadır.
Bu nedenledir ki, ' güvenlik' adı altında Ortadoğu'yu ateşe verecek terör ordusunu kurmaktadır.
Bu konuda merhum ALİYA İZZETBEGOVİÇ bunlar hakkında şöyle der:
'Amerikan kıtasının tarihi, tek başına bizi, ters bir hükme sevk edebilmiştir..
Uygar İspanyollar (conquistadors) en alçak ve hiç duyulmamış bir tarzda yalnız Maya ve Azteklerin kültürünü değil, bu muhitin milletlerini de yok etmediler mi?
Amerika'ya yeni yerleşen beyazlar( uygar memleketlerden gelen beyazlar demek lazım mı) yerli Kızılderilileri ve Morgan'ın anlattığı fevkalade kabileleri yakın tarihte sistematik ve hemen hemen misli görülmemiş bir şekilde imha etmediler mi?
Daha 19. Yüzyılın ortalarında(!) Amerikan hükümeti Kızılderililerin her kafa derisi için prim ödüyordu. Avro- Amerikan uygarlığının gelişmesiyle beraber ve onun bir parçası olarak Atlantik üzerinden yapılan ve ancak 1865 senesinde son verilen utanç verici siyah köle ticareti 300 seneden fazla sürmüştü. Bu zaman içinde 13 ila 15 milyon hür kişi ( tam sayı hiçbir zaman bilinemeyecektir) bu insan avında yakalanarak köle olmuşlardır.
Burada da uygar vahşet, hür ve uysal iptidai(ilkel) insanla yüz yüze gelmiştir.(Doğu- Batı Arasında İslam,205)
Türkiye terör okyanusunda tek başına kulaç atmaktadır.
Ne İran'ın ateşi ve ne de Rus'un ayısı sadre şifa olmamaktadır.
Herkes çıkarı kadar yaklaşmaktadır.
Herkesin tarihi bir hesabı vardır. Hesaplar çıkarlarla orantılı olmaktadır.
Tarihin en zor dönemeçlerinden birinde arabasını ilerletmeye çalışan Türkiye'ye Allah yardım etsin.
Selam ve sevgi ile…