n
nn Dünkü yazımızda Türkçülüğün kaynağının Osmanlı’nın sınırlarının dışında ortaya çıktığını, ilk yıllarda da içte çoğu Müslüman ve Türk olmayanlar tarafından desteklendiğini ifade ettik.Geçen yüzyılın başından günümüze kadar etkisini gördüğümüz Ziya Gökalp’e etki eden kişilerin çoğunun Türk ve Müslüman olmadıklarını yine ifade etmiştik.Her şeyden önce Ziya Gökalp’in fikirleri İslam dininin temel ilkeleriyle her zaman çelişmiştir.
nn Onun, “Bir devlet ki hukukunu kendi doğurmaz,
nn Kanuna “ gökten inmiş, değişemez” der;
nn O asla bir devlet değil, müstakil durmaz,
nn Değişmeyen bir varlığı taşıyamaz yer!”
nn dizeleri, vahye bakışını ortaya koymaktadır. Kur’an’ın ve ezanın da Türkçe olmasını isteyen aile, hukuk, miras, evlilik ve ahlakla ilgili İslami ilkelere aykırı şiir ve yazı yazmaktan çekinmemiştir.
nn İşte böyle bir adam Türkçülüğün fikir babası olmaktadır.
nn Bu milletin 1000 yıl uğrunda canını, malını feda ettiği dinine karşı olduğu gibi birliğine de karşı çıkmış ve Türkçülüğü benimsemesindeki amacının da bu olduğunu itiraf etmekten çekinmemiştir.
nn Aşağıdaki ihanet ifadeleri Ziya Gökalp’e aittir.
nn “TÜRK KAVMİ MEVCUDİYETİNİ İDRAK EDER ETMEZ, ARAPLARIN TERAKKİ İÇİN HAKİKİ İHTİYAÇLARININ NE OLDUĞUNU ANLADI. KÜRTLERİN, ERMENİLERİN İHTİYAÇLARINI DA ANCAK BU YENİ HİSSİN NURU İLE GÖREBİLECEKTİR.” (Türk Yurdu Mecmuası c.4.s.758,98,805)
nn “Şimdi Kürtçülük de nedir?” diye soruyoruz.
nn Yıllarca devletin resmi politikası haline getirilmiş Türkçülüğün fikir babalarından Ziya Gökalp bunun cevabını veriyor:
nn Atalarımız “Bu ırmak neredendir. Bu seremdendir” demişler ya!
nn İşte Kürtçülüğün kökleri.
nn Irk temeline dayalı ayrıştırıcı Türkçülük, bugünkü olayların ve terörün de aynı zamanda kaynağıdır.
nn Artık bazı şeyleri siyasi hırslardan ve günübirlik kaygılardan uzak konuşulma zamanının geldiğini ve de geçmekte olduğunu düşünüyoruz.
nn Bizler durduğumuz yeri ve bakış açımızı belirlemek zorundayız. Bu işin şaka tarafı yoktur.
nn Devam umuduyla,
nn Selam ve sevgiler!
n