Terör, kör bir dövüştür.

Anarşizm hariç, bütün sistemler ve dinler hep barışı önerir.

Değil silahlı mücadele, sözlü mücadele bile bunu gerektirir.

Sonuçta bütün sistemler, insanları mutlu etme iddiasıyla ortaya çıkar.

İnsanlara mutluluk vaat etmeyen sistemler, hiçbir toplumda karşılık bulamaz.

Nüfusunun % 99'u Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz. Ve bu insanların inandığı dinin adı da barıştır. Ama bu ne haldir ki yıllardır terörden başımızı kaldıramıyoruz.

Bu ülkenin kalbi başkentidir. Yani Ankara'dır.

Ankara'da patlayan bomba kılcal damarlara kadar uzanan etki yapmıştır. Bunu yapan uğursuz eller, 'sizi biz kalbinizden de vurabiliriz' mi demek istiyor?

Bu çok zor, içinden çıkılması güç bir sınavdır. Milletimiz geçmişte bu ve buna benzer sınavlardan çokça geçmiştir.

Kurtuluş Savaşı öncesinde Ermenilerin terör olayları olmasaydı 1915 yılındaki zorunlu tehcir (göç) meydana gelir miydi? Ve o güne kadar yan yana yaşayan bu insanların arasına sokulan buzlar, kimin üretimiydi? Dün Ermeniler, Rumlar ve Araplardı. Bugün ise başkaları mı?

İbret almayan bizler, tarihi yeniden aynı harflerle yazmaya mı çalışıyoruz?

Vücudumuz her dem binlerce defa kendini yeniler de zihinlerimiz körelir mi dersiniz? Bu nasıl bir iş? 1000 yılı aşkın bu topraklarda barışı, kardeşliği ve mutluluğu ayakta tutan milletimiz, şimdilerde terörle mi imtihan edilmektedir?

Millet olarak geçmişte bu ve buna benzer sınavları başarıyla verdik. Çocuklarımız öksüz, kadınlarımız dul ve gençlerimiz sevdalarına yönelik umutsuz oldu.

Ama yine de yeni umutlar serptik kara topraklara.

Bir öldük, bin dirildik. Gömülen sevdalarımızdan yeni ve daha güzel gül misali sevdalar çıkmıştır ve çıkarmışızdır.

Hayat bir imtihandır. Yaratılışımızın bir sırrı da bu değil midir?

Ve hatta ölümümüz bile bir imtihan.

Bu sınavı kazanmak için yaşıyoruz ve yaşayacağız.

Yaşama umudumuzu kaybetmiyoruz. Ölüm bizden korkmaya mahkumdur.

Hiç kimse bizi terörle imtihan edemeyecektir.

Şehitlerimize rahmet, geride bıraktıkları milletimize sabırlar dileğiyle…