Merhametin...

Yardımlaşmanın...

Adaletin, hakkın, hukukun...

Velhasıl insan olmanın merkezi.

O yoksa yaşamda sosyalleşme yok.

Onun olmadığı yerde hiçbir değer yok.

Onu tartıyla alamazsınız.

Zaten bir yerde satılmaz ki.

Elinizdeki en değerli varlıkla yan yana getirseniz dahi.

Ondan değerlisi yok.

Geçtiğimiz günlerde özel bir hastanedeki görüntüler.

Akıl alır gibi değildi.

İnsanoğlunu yerin dibine gömen çirkinlikler.

Hepimizin daha çok beklentilere girdiği...

Hastalarımıza titizlikle bakılacağına inandığımız...

Daha fazla bedel ödeyerek kendimiz güvende hissettiğimiz...

Özel hastanenin yoğun bakım servisi.

Hastalara hassasiyet gösterilip takip edilen yer.

Normal servise taşınan her hasta adına, 'Bir hastamızı daha hayata tutundurduk' sevincinin yaşanacağı servis deki davranışlar içler acısıydı.

Kişinin vicdanıyla baş başa kaldığı yerde, hastaları umursamayanlar, adeta bir parti düzenlemiş görüntüleri kamuoyunda büyük tepki topladı.

Allah'ım sen ne büyüksün.

Yaptıkları ayaklarına öyle dolaştı ki.

Kendi kendilerini ifşa ettiler.

Vicdansızlık nasılda zirve yapmış.

Peki, bu kabul edilmezliği genelleştirebilir miyiz?

Elbette hastanelerimizde vicdanını son noktasına kadar kullanan insanlarımız var.

Salgın dönemi yakın arkadaşımın yoğun bakım servisinde yaşadıklarını bugün anlatırken bir yandan üzülüyor, bir yandan mutlu oluyoruz.

Yakınlarının kendisinden ümidi kestiği günleri nasıl aştığını anlatırken söyledikleri öylesine dikkat çekici ki.

Sırat köprüsünden geçtiğini ve Allah'ın verdiği ömrü kimsenin uzatamayacağına inanıyordu.

Sordum, tedavi sürecindeki alakayı.

Yarı kendinde yarı bilinci kapalı günlerinde yoğun bakımda görevli personele, özellikle servisteki hemşirelere dua üstüne dua ediyor.

Devletin hastanelerinden dert yanılır ya.

Burası da Samsun Araştırma Hastanesi.

Elleriyle kendisine yemek yediren, üstünü giydiren, her türlü ihtiyaçlarını gidermek için koşturan hemşireleriyle bugün dahi görüşüyor.

Kanun, kural, yönetmelikle düzen sağlanırken.

Vicdan, vicdan, vicdan...

Fazla söze gerek yok.