1990 Mart ayı lösemiyle tanıştığımızda bilinen süreçten kaçma şansımız yoktu.
Bizden önce yaşayan, başkalarının da yaşayacağı mücadelemiz, sekiz buçuk yıl sürmüş, sonraki yıllarda geçmişte kalan fırtınalı yılların travmalarından bizde eser kalacağı da söylenmişti.
Geçtiğimiz ay eşimden alınan biyopsi, benzer sürecin başlangıcı mı diye tedirgin etti bizi.
Hayat düz çizgi değil. Yaşamın sürprizlere açık olduğunu biliriz de yaşanabilecek istenmeyenleri kendimize yakıştıramayız.
Hâlbuki, çevremizde kabullenemediğimiz olayları başka birileri yaşamıyor mu?
Arkadaşımın da eşinin rahatsızlığı için hastanelerde mekik dokuduğu günler için, güle oynaya sabah erkenden kalkıp işe gitmeyi özledim sözleri düşündürdü beni.
Nefes alıyorsak, hayatta yaşanabileceklerin hepsine adayız.
Hayatın rahatsız edici sürprizlerinden uzak kalmak tek temennimiz...
Ama bizi biraz da aklımızın köşesindeki planlar yoruyor galiba.
İnsan hafızasından çıkmayan, emeğimizle hedefe ulaşacağımız süreçtir yarınlar.
Beklentiler ve kaygılar, yarınlara yoğunlaşmamızın gerekçesi tabi ki.
Bugünün keyfini sür tavsiyesine rağmen atamayız yarınları bir kenara.
Evet, her günün bir yarını var hayatımızda. Yarınların sonu olmadığı gibi beklentilerin de sınırı yok. Birbirini kovalayan iki kavram arasında ömür gelip gidiyor.
Yaşamda bugünden yarına beklentilerimizi revize edip, çizdiğimiz çizginin dışına çıktığımız olmuyor mu?
Evdeki hesabın çarşıya uymaması gibi bugünleri yarına sağlıklı taşıyamama korkusuyla yoruluyoruz.
Hayatın beklenmedik sevinçleri olduğu kadar sürpriz üzüntülerine karşı temkinliyiz.
En başta da hastalıklar…
Hayatta bizi bunaltacak gelişmelerle karşılaşma korkusu had safhadadır.
Olumsuz haber korkusuyla yüzleşmeyiz doktorlarla.
“Bende bir şey çıkar da bundan sonra doktor hastane koşuşturması artarsa…
Gelecekte olası kötü gelişmelerin engelleneceği dönemdir belki o zaman.
Ama korkular adım attırmaz insana.
Yarınlara sağlıkla ulaşabilir miyiz sorusunun karşılığıdır bizi yoran.
Çevrenin desteğiyle yorgunlukların hafifleteceği gerçeğini biliyoruz.
Yaşamın doğallığını kabul ederken, sağlıklı yarınlarda buluşmak dileğiyle…
-------------------------------------------------
İki kelimeyle yola çıkanlar üşütmedikleri her çocukla seviniyor. Çocukları sevindiren o azim, bizleri de mutlu ediyor. Teşekkürler “Çocuklar Üşümesin” grubu.