DOST-DER’in mesaj hattından telefonuma, “Cumartesi günü saat 18’de Canik Kültür Merkezi’nde Selahaddin Eş Çakırgil konferans verecektir” mesajı geldiğinde, cidden sevindim ve heyecanlandım.
Konusu ise “ Tarihi Değerlerimiz”di.
Star Gazetesi’ndeki köşesinden takibimle aşağı-yukarı anlatacaklarını tahmin edebiliyordum.
Bundan daha önemlisi ise kitap çapında yaptığım çalışmalarımda ilk önemli rehberim olmasıydı.
Yıl 1977.
Selahaddin ağabeyimiz 163. maddeden hükümlü olarak Gebze Cezaevi’nde yatmaktadır.
Üniversite, Akıncı ve MTB gençliği olarak onu ziyaret ettik. Elimde “İslâmi Açıdan Ziya Gökalp ve Türkçüler” adlı kitabımın notları vardı. Sıkılarak ama, heyecanlı bir şekilde gözden geçirip tavsiyelerini almak amacıyla notları kendilerine uzattım.
Heyecanlıydım. Çünkü bu notlar kitap çapında ilk çalışmam oluyordu.
O hiç değişmeyen mütevekkil munis bakışlarıyla ve tebessümle notlarımı eline aldı. İnceledi. “Bu notlardan kitap mı olur?” demeden ,dudak bükmeden tavsiyelerde bulundu, teşvik etti.
Yeri gelmişken gençlerimize Türk Ceza Kanunu’nun 163. maddesinden de biraz bahsetmek isterim.
Bu madde, Türkiye’de sözlü ve yazılı olarak İslamın yaşanmasını isteyenleri cezalandırmaktaydı.
Babasının, uğrunda kanını akıttığı ve canını verdiği dinin yaşanmasını istemek suç sayılıyordu. Bunun için cezalandırılmıştı.
İşte Sayın Selahaddin Eş ağabeyimiz de bu maddenin mağduru olarak 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Türkiye’yi terk etmek zorunda bırakılmıştı.
Yaklaşık 35 yıl vatan hasreti ile dolaştı. 35 yılın bütün izlerini yüzünde, yazılarında, konuşmalarında okumamız mümkündür. Kahredici gurbetin yorgunluğunu, mahzuniyetini ve kalbinde saplanan hançerin derinliğini sezerek ve yaşayarak iki saate yakın dünya Müslümanlarının kırılma noktalarını dinledik.
Hamasetten uzak Müslümanların kendileriyle olan sınavlarına dikkat çekti. İslami kimliği ve kardeşliği mezhep ve ırk aidiyetinin üzerine taşıdığı konuşmasında Müslümanların tarihi sorunlarına ve yanılgılarına dikkat çekmiş, bunların tekrarlanmamasının gereğine dikkat çekerek temel değerlerimiz doğrultusunda çözümler önermiştir.
Kendisine ve Samsunlularla buluşturanlara şükran borçluyuz.
Selam ve sevgi ile…