n Zulüm, adaletin zıddı olup bir şeyi gayrısına koymaktır. Bir şeyi, olması gereken yere koymamaktır.

n

n Bir başka ifade ile Hakk’a teslim olmamaktır.

n

n Ticarette, siyasette,memurlukta ve yönetimde adalet yapmamaktır. Bunun için “Adalet mülkün temeli, zulüm ise mülkün- saltanatın fesadı(yok olması)dır” denilmiştir.

n

n Adalet ile küfür birarada yaşar fakat, İslam ile zulüm birarada yaşayamaz.

n

n Tarih boyunca İnsanlar, bazen kendi nefislerine bazen de başkalarına haksızlık yaparak zulüm yapmışlardır.

n

n Bu zalimlerin bir kısmı maddi, bir kısmı da siyasi güçlerine dayanarak zulümlerini yapmışlardır. Ama hiçbiri ebedi olamamıştır.

n

n Bu konuda Karun, haram saltanatın; Firavun ise siyasi zulmün ve baskının sembolüdür.

n

n Bütün zenginler Karun ve bütün siyasiler ve yöneticiler de Firavun gibi yaşamış somut örneklere baksınlar ve ibret alsınlar!

n

n Ondan sonra da Kur’an-ı Kerim’in bu konudaki bazı ayetleri okusunlar.

n

n Kur’an-ı Kerim’de Allah , “değil zulüm yapmak, zalimlere dahi meyledilmesini şiddetle” yasaklar:

n

n “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez(Hud,113)”.

n

n “Biz zulmetmekte olan nice memleketleri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka toplumlar meydana getirdik. Onlar azabımızı hissedince hemen oradan süratle kaçıyorlardı. Onlara, “kaçmayın, o içinde şımartıldığınız bolluğa ve yurtlarınıza dönün. Çünkü sorulacaksınız” denildi. Ey vah bizlere! Bizler gerçekten zalim kimseler idik, dediler. Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti.”(Enbiya11-15).

n

n Sevgililer sevgilisi Peygamberimiz(sav),” Kafir de olsa mazlumun bedduasından korkunuz” buyurmuşlardır. Zulüm, cezası ertelenmez bir suç ve haksızlıktır.

n

n Siyasetimizde, yönetimimizde, ticaretimizde, işçiliğimizde, memurluğumuzda ve işverenliğimizde bu zulüm suçundan kaçınalım. Dünyada zelil, ahrette ise rezil ve rüsva olmayalım.

n

n Selam ve dua ile…

n

n

n