n

n

n Dünkü yazımızda Ermenilerin “24 Nisan Ermeni Soykırımı” hezeyanlarını n milli ve tarihi olduğu kadar aynı zamanda da dini bir davamız olduğunu ifade etmiştik.

n

n Her şeyden önce burada amacın, Türkiye’yi uluslar arası platformlarda sıkıştırmak ve bu sorunla uğraştırmak olduğunu biliyoruz.

n

n Nitekim Kıbrıs davamızın yoğunlaştığı bir zamanda Kıbrıs Rumları tarafından ortaya atılması bunu ifade eder.

n

n Ermeniler, dün sınırlarımız içinde yaptıklarını bugün uluslar arası diplomasiyi arkalarına alarak dışardan yapmaya çalışmaktadırlar.

n

n Ermeni Soykırımı iddiası bir papaz tarafından ortaya atılıp yine papazlar tarafından sürdürülmeye çalışılması bu işin dini boyutunu ortaya koyar.

n

n Burada Müslümanların şahsında İslamiyet suçlanmaktadır.

n

n Oysa ne İslam’da ve ne de Müslümanlarda böyle bir hastalık vardır. Savaşta ağaçların kesilmesini dahi yasaklayan bir inanca ve geleneğe sahip bir milletin çocukları ve dinin mensubuyuz.

n

n Dünyanın çeşitli ülkelerindeki Ermeniler, propagandalarına Ağrı ilini bağımsız bir Ermenistan’ın başkenti olarak gösteriyorlar.

n

n “Tüm Ermenilerin ruhani lideri” sıfatını taşıyan, Sovyetler Birliği’ndeki “Ecmiyazin Kilisesi’”nin başı Patrik Vasken-l, 1987 yılında Amerika ve Kanada ziyaretlerinde cemaatine “vatana dönüş” çağrısı yaparken, “Bir gün , Ağrı Dağı etrafında toplanıp zafere ulaşacağız” dedi.

n

n Vasek-l’in, seyahati sırasında yaptığı çeşitli konuşmalarında şunları söylemiştir:

n

n “Dünya Kiliseler Konseyi’nin 1915 Soykırımı’nın Birleşmiş Milletler tarafından da tanınması için çalışmasını bekliyoruz. Bizim için 1915 Soykırımı’nın tanınması, HIRİSTİYAN BİLİNCİNİN, HIRİSTİYAN ADALETİNİN TEMEL BİR KONUSUDUR.”

n

n Görülüyor ki, Ağrı Dağı, Ermeniler için bir sembol, adeta bir Kızıl Elma’dır. Yahudiler , Kudüs’ü kendileri için Arz-ı Mevud(vaad olunmuş toprak) olarak gödükleri gibi Ermeniler de kendileri için Ağrı Dağı ve çevresini öyle görmektedirler.

n

n Evet, bu konu milli olduğu kadar aynı zamanda da dinidir. Milletimizi, dünya Müslümanlarını ve İslam Dinini doğrudan ilgilendirmektedir. 24 Nisan, Ermeni Soykırımı’nı değil, insan olarak utanılacak , emsali görülmemiş bir ihanetin tescil günüdür.

n

n Dİşleri Başkanlığımızdan, tüm kurum ve kadrolarıyla bu konuya sahip çıkmasını bekliyoruz. Bu konuya sahip çıkmak demek, dinimize ve tarihimize sahip çıkmak demektir. En azından bir savunma gerekir diye düşünüyoruz.

n

n Selam ve sevgi ile…

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n