İlk ve ortaöğretimde 1 milyon çalışan öğretmene karşın, dışarıda 500 bin işsiz öğretmen bulunuyor.
MEB, 2023 yılına kadar 20 farklı alanda öğretmen atamayı planlamıyor. Uzmanlar, bu alanlarda eğitim alan ve gelecekte öğretmen olmak isteyenleri şimdiden 'Devlet kapısında ve özellikle de öğretmenlikte iş bulamazsınız' diye uyarıyor!
Öğretmen olabilmek için adaylar üç aşamalı sınavlardan geçtikten sonra, bir de mülakata tabi tutuluyorlar… Aday öğretmenler, önceleri, üç sınavın ortalaması alınarak atanabiliyordu, sistem değişti. OHAL' den sonra bu sınavlar sonrasında bir de mülakata girmek zorundalar. Atanacak kişinin üç katı aday mülakata çağrılıyor. Atananlar, 'sözleşmeli öğretmen' olarak atanıyor!..
Sözleşmeli öğretmenlik, 657'nin tasfiye edilmesi, yandaş korumacılığı, ucuz beyaz yakalı kölelik anlamına geliyor. Doğu'ya öğretmen atıyoruz, gibi masum gibi görünen, yalan bir gerekçenin ardına sığınılarak uygulamaya konulan sözleşmeli öğretmenlik, özelde öğretmenlerin, genelde ise bütün kamu çalışanlarının iş güvencelerine ve emeğe yönelmiş bir saldırıdır aslında…
Burada asıl amaç, eğitimin her kademede özelleştirilmesine uygun olarak, kamuda iş güvencesiz, kapıkulu ve daha ucuz işgücü anlayışını hakim kılmaktır. Yardımcı hizmetler sınıfında bütün kamu kurumlarında taşeronlaşmaya geçildi zaten. Sıra, en çok çalışanın olduğu eğitim sektörüne geldi.
Öte yandan iktidar, muhalif olanların çocuklarını kamu hizmetine atamamak için ne gerekirse yapıyor; mülakat sürecinde eliyor, olmadı atamasını yaparsa göreve başlatmıyor, dahası eğer görevdeyse KHK ile işten atıyor!..
Bu arada, atanmayan, işsiz bırakılan ,açlığa mahkûm edilen öğretmenler de bir bir intihar ediyorlar, farkında mısınız!..
Alpaslan ÇEPNİ