Yapay zeka için insan gibi düşünerek, insanın yaptığı işlerin daha verimli yapılmasını sağlayan yazılımlar diyebiliriz. Böylece içinde bu yazılımların olduğu cihazlar/araçlar yapay zekalı hale gelir. Ülkemizde bankacılık işlemlerinden perakende sistemlerine, e-ticaretten kamusal yönetişim sistemlerine dek birçok alanda daha şimdiden yapay zekalı yazılımlarca yönlendiriliyoruz. Elimizdeki akıllı telefonlarsa, bizi yapay zekadan kaçabilmeyi imkansız hale getiren cihazlar…
Yapay zeka insanlığı değiştirecek, bundan kaçınabilmemiz ya da geciktirebilmemiz imkansız. Türk yurdunda bize özgü çözümler ve sistemler kurabilmenin yollarını acilen bulmamız gerek. Aksi halde 'milli stratejilerimiz ve milli bilgi gizliliğimiz' bir hayal olacağı gibi toplum, ekonomi, siyaset, eğitim ve askeri alanlarda manipülatif/yönlendirici etkilere de açık hale geleceğiz.
Çok yeni bir gelişme olarak belirtelim; Avrupa Konseyi'nde tarihte ilk kez yapay zekanın yargı sistemleri içinde kullanılmasına dair bir sözleşme onaylandı. Artık her Türk siyasetçisi, bürokratı ve hukukçusu; hızla gelişen bu alanda tüm yenilikleri bilmek, anlamak ve ülkesi için geliştirmenin yollarını bulmakla yükümlüdür. Aksi halde 'emeksiz vatan sevgisinin' sonuçlarını hep birlikte yaşar ve bedelini evlatlarımıza acı biçimde ödetiriz…
Bu sözleşmeyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde belirlenen temel hak ve özgürlükler korunurken yapay zekayla; yargının kalitesinin artırılması, mahkeme ve yargı görevlilerinin çalışmalarının desteklenmesi hedefleniyor. Yine sözleşmeyle, yapay zeka sayesinde 'sorumlu hukuk anlayışıyla', daha etkili ve çabuk bir adalet sistemi planlanmasına çalışılıyor. [Kaynak EuroNews]
Sözleşmede '…Temel insan haklarına saygı gereği yapay zeka araçları ve hizmetlerinin temel haklara uygun olması, kişi ve kurumlara yönelik ayrımcılığın doğmasına izin verilmemesi, yargıyla ilgili verilerin işlenmesinde tarafsızlık, şeffaflık ve adil olunması sağlanması ve dış denetlemelerde veri işleme yöntemlerinin açık ve anlaşılabilir olması…' gibi yol gösterici etik kurallar bulunuyor.
Yapay zekanın bir milleti geliştirebilmesinin tek yolu; evrensel insan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayalı çoğulcu bir demokrasi ile adil ve bağımsız bir yargı sistemine sahip olmaktır. Böyle bir eko-sisteme sahip olmayan ülkelerin yapay zeka alanında insanlığa liderlik yapabilme fırsatları olamayacağı gibi evlatlarının 22.Yüzyılda bağımsız ve onurlu bireyler olarak ayakta kalma imkanları da olmayacaktır.
Umuyorum ki Türk yurdu ŞU ANDA MEVCUT OLAN sentetik biyo-mühendislik, nano-teknoloji, yapay zekalı otonom hava-kara-deniz araçları, DNA mühendisliği, 3D printing teknolojisi, giyilebilir bilgisayar sistemleri, beyin-bilgisayar arayüz sistemleri, kuantum bilgisayar teknolojisi, ticari uzay turizm, madencilik ve kolonizasyon çalışmaları, yapay zekalı insansı robotik teknolojiler, 3D biyo-baskı organ üretimi gibi bir çok yenilik karşısında; Allah'ın insana ruhundan üflediği en önemli şey olan aklına dair 'Hala akletmiyor musunuz?' sorusuna verdiği 'En büyük yol gösterici ilimdir, fendir' cevabının hakkını -eğitimle başlayıp üretimle devam ederek- verebilir. Sorumuz bu nedenledir: Gelecekte Var Mıyız?
'1919 YILI SAMSUN 3D TOPOĞRAFİK MODELLEME PROJESİ'-2
Samsun şehrinin tüm ana cadde, sokak ve ulaşım yollarının modeli oluşturuldu, sonra coğrafi 3D modelleme üzerine yerleştirildi ve böylece şehrin 1919 yılındaki ana yerleşim modeli ortaya çıktı. İnsanın doğup büyüdüğü, nüfusu milyonu geçmiş şehrini taa 1919 yılına geri götürüp sonra o haliyle bugüne geri getirebilmesi çok güzel bir duygu.