1950'lerden beri muhafazakar kesimin hayalinde olan Amerikan tipi Başkanlık Sistemine geçildi ve artık bu sistemin hükümet üyeleri de aynı orada olduğu gibi siyasi kadroların dışında ve liyakat sahibi, işinin ustası olduğu ifade edilen kişilerden seçilecek. İşinin uzmanı kişilerin olması artık danışman adı altında ülke kasasına dadanan ve hiçbir faydası olmayan kişilerin de sistemden uzaklaşmasını sağlayacak mı? Göreceğiz.
Hayat böyledir, değişim kaçınılmazdır, İstanbul Belediye Başkanıyken bu sisteme karşı çıkan Erdoğan yıllar geçip sistemin işlemediğini görünce fikir ve düşüncelerini değiştirdi. Ülkenin yönetiminde köklü bir değişiklik yaptı. Şimdi iş sırada bekleyen problemleri çözmeye geldi. Halk iş istiyor, aş istiyor, kaliteli eğitim istiyor, refah istiyor, sağlıklı bir yaşam ve huzurlu bir emeklilik yaşayacak ortam istiyor. İstemek hakkı çünkü kendisine dünyada hiçbir lidere nasip olmayan bir desteği bu halk verdi. Karşılığını istemek hakkıdır. Şimdi top Erdoğan'da ve bakalım kendisine nasıl bir kadro kuracak. Paraanaliz'in bu konuda değerlendirmesi şöyle:
'Başkan Erdoğan Cuma günü yeni kabinede partili bakanların yer almayacağını açıkladı. Yani, Mehmet Şimşek ve Naci Ağbal gibi piyasalarla iletişim görevini de üstlenen, finansal piyasaları iyi bilen isimler artık yönetimde yer almayacak. Piyasalar bu değişime hazır mı?
Teknokrat kabine geliyor
Erdoğan partisi genişletilmiş il başkanları toplantısında kabinenin temel parametrelerini ilan etti:
'Şimdi artık partili olmayan bakanlarımızla bir kabine oluşturuyoruz. Onların başında da AK Parti Genel Başkanı olacak. Kimse kalkıp da şunu diyemeyecek; kadrolaşma yaptınız. Bakan olaylara bakarken daha objektif bakma imkanı yakalayacak. Burada aranan ehliyet ve liyakat olacak. Bunları öne çıkaracak şekilde yeni bir döneme girmiş olacağız.'
Böylece Türkiye askeri yönetim dönemleri dışında ilk kez teknokrat bir kabine ile yönetilecek.
Nasıl bir kabine?
SABAH yazarı Hazal Ateş, yeni kabine yapısı hakkında ek ipuçları veriyor:
Ekonomi yönetiminde finans sektörü, iş dünyası, sivil örgütler, özel sektörde başarılı çalışmalara imza atan yöneticiler, teknokratlar görev alacak. Mevcut ekonomi yönetimindeki bazı isimlerin de başkanlık, kurullar ve ofislerde görevlendirilmesi bekleniyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı koltuklarına partili olmayan isimler gelirken bu bakanların başında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olacak.
Faize değil üretime dayanan yeni ekonomi modeli kapsamında güçlü ekonominin önündeki kurumlar da ayıklanacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, benzer işleri yapan kurumların birleştirilerek, işlevsiz kalan kurumları tasfiye edilerek devletin işleyişinin hızlandırılacağını, etkin hale getirileceğini söyledi. Bu kapsamda sayısı 65'i geçen kurulların büyük bölümü de kapatılacak.
Ajandayı omuzlayacak
Yeni dönemde ekonomik istikrar ve mali piyasalarda kontrolün devamı için uyumlu yönetim anlayışı ön plana çıkacak. Ekonomi yönetimi, reel sektörü güçlendirme, gençlere destek, yatırımlara, kalkınmaya ve büyük projelere ivme kazandırma, sosyal politikaları yaygınlaştırma ve yeni nesil atılımlara odaklanacak. Enflasyon ve cari açığın aşağı çekilmesi öncelikli gündem olacak. Yeni dönemde yatırımlar hızlanacak, ekonominin çarkları kapsayıcı büyüme ile dönmeye devam edecek.
Şimşek ve Ağbal yer almayacak
Eğer Erdoğan fikir değiştirmezse, Mehmet Şimşek ve Naci Ağbal yeni kabinede görev almayacak. Bu iki bakan asli görevleri dışında finansal piyasalar ve yatırımcılarla ilişki kurma görevini de üstlenmişlerdi. Ankara'ya giden hemen her bankacı veya yatırımcı heyeti tarafından ziyaret edilir, Şimşek sık sık Londra ve New York'ta çok geniş katılımlı toplantılarda Ankara'nın ekonomik politikasını açıklardı.
Bu iki ismin yokluğu geçici bir süre de olsa finans camiasıyla iletişim sıkıntısı ve kazalara yol açabilir. Başkan Erdoğan'ın Bloomberg TV canlı yayınında 'faiz tüm kötülüklerin anasıdır' yorumu ardından TL'ye saldırı başlamış; ancak Başbakan Yıldırım ve Mehmet Şimşek'in iknasıyla TCMB'nin faizleri artırmasına izin verilmişti. Ardından, ikinci Londra seferine çıkan Mehmet Şimşek Türkiye'den kaçan parayı geri getirmek için çetin bir çaba göstermişti.
Bu isimlerin yerine kim atanacak kesin değil, ancak kulislerde eski TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu gibi isimler dolaşıyor. Engin bir reel sektör ve yönetim tecrübesine sahip bu iki isim, aynı zamanda faize olan alerjileriyle de biliniyor.