OECD raporuna göre, Türkiye işsizlik oranında dünyanın en kötü ülkeleri arasında yer aldı. Üye 35 ülkede, 2017 yılında ortalama işsizlik yüzde 6 iken, bu oran Türkiye' de yüzde 12 ile ortalamanın iki katı...
İstihdam oranları da aynı: İzlanda'da yüzde 87, İsveç'te yüzde 82, Japonya'da yüzde 80 iken Türkiye'de yüzde 55'te kaldı .Yani, iş aramayanlar, işsizler ile gönülsüz yarı zamanlı çalışanlar, ülkemizdeki nüfusun yüzde 45'ini oluşturuyor. Çalışma çağındaki nüfusun yarısı boşta geziyor!..
OECD ülkelerinde reel ücretler artarken, Türkiye'de ise ücretlerde düşüş kaydedildi.
Öte yandan işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında da kötü durumdayız.
Türkiye'de bu yılın ilk altı ayında, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçi sayısı 907 kişi oldu.Haziran ayında ise altısı çocuk dokuzu kadın olmak üzere 149 işçimiz hayatını kaybetti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'ne (İSİG) göre, Haziran ayında en az 149 işçi yaşamını yitirdi. Türkiye'de 2018 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçi sayısı 907 oldu.
Ölenlerden dokuzu kadın, altısı da çocuk işçiydi!.. Hayatlarını kaybeden işçilerden altısı da yabancı uyruklu…
Hayatını kaybeden işçilerden ikisi sendikalı, 147'si ise sendikasızdı. Sendikalı işçilerin oranı sadece % bir. Bu da gösteriyor ki güvencesiz ,sendikasız, örgütsüz çalışmak, işçilerin sadece sosyal haklarını ve ücretlerini tehdit etmekle kalmıyor, hayatlarını da tehdit ediyor.
İş güvenliği için çıkartılan yasanın, işverene getirdiği yükümlülüklerden kurtulmak için ertelenmesi, güvencesiz çalışma, işsizlik oranlarının korkutucu boyutlara ulaşmış olması…bu kötü durumun nedenlerinin başında geliyor.
Ülkemizde işçi olmak da, hayatta kalabilmek de, insanca yaşamak da ne yazık ki çok zor!..