Merhum Abdurrahim Karakoç, 'Bayram Olsun Bayramlarımız' DEMİŞTİR.
Kan deryasında boğulmak istenen bir İslam coğrafyasında yaşam mücadelesi veriyoruz.
Müslüman olmayanlar düşman.
Müslümanlar ise birbirlerine düşman.
Müslümanlar, Müslüman olmayanlara gösterdikleri hoşgörüyü birbirlerine göstermiyorlar.
Müslüman devletler de kendilerinden olmayanlarla olan bağları kendilerinden esirgemektedirler.
Yüz yıllardır devam eden bu atmosferi dağıtamıyor, sanki giderek zifiri karanlığa dönüşmektedir.
Ama asla umutsuz değiliz. Hatta zifiri karanlık çöktükçe sabahın yaklaştığını hissediyoruz.
İslam coğrafyasında birinci ölüm nefhası Birinci Dünya Savaşı'nda üfürülmüşse, ikinci nefha da İkinci Dünya Savaşı sonunda üfürülmüştür.
Yavaş yayılır gibi gözüken bu nefha İslam dünyasının bitmeyecek ve ölmeyecek diriliş nefhası olacaktır.
İsrail'in azgınlığı, Amerikan'ın hak ve adalet tanımaz tavrı bu fecr-i sadık'ın habercisidir.
Onlar bununun farkındalar.
Biz göremiyoruz.
İslam dünyasının günah deryasına bakarak karar vermeyelim.
Takdir-i ilahiye bakalım.
Merhum alim Nedvi'nin ifadesiyle bu milletin biraz da geçmişteki hizmetlerine bakalım.
İslam adına bu coğrafyanın birkaç kez kanla yıkanışına bakalım.
Ve merhum Abdurrahim Karakoç'a kulak verelim:
Alem-i İslam'a rahmet su gibi / Aksın bayram olsun bayramlarınız.
Evleriniz cennet kokusu gibi / Koksun bayram olsun bayramlarınız.
Uygur Kazak Kırgız Azeri'nizden / Gitmesin gardaşlık nazarınızdan
Zalimler zulmünü üzerinizden / Çeksin bayram olsun bayramlarınız.
Süleyman esir de Simon neden hür / Hiç durma dünyanın yüzüne tükür
Müslümanın sesi münafıktan gür / Çıksın bayram olsun bayramlarınız.
Evet, bayramlarımız bayram olması için mücadele veriyoruz. Bize karşı mücadele edenler de, 'bayramlarımız bayram olmamasın' içindir.
Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyor, hayır dualarınızı bekliyoruz. [email protected]