Yok, hayır, 'bayram gelmiş neyime' türküsünü çığırmayacağım, daha doğrusu mırıldanamayacağım. Allah, ne melodiyi doğru algılayacak bir kulak ne de algıladığı melodiyi doğru dürüst seslendirecek bir ciğer ve gırtlak vermiş. Ne yapalım, kader.
Gurbette ilk bayramım yarım asır öncedir. Benim ortaokulu bitirdiği yıl babam rahmetli, geçici görevle Ordu'ya tayin olmuş, daha doğrusu tayinini lise olan bir şubeye istemişti. O yıllar Gürün'de de babamın asli görev yeri olan Gemerek/Yeniçubuk'ta da lise yoktu. Annem, babaannem ve kardeşlerim Yeniçubuk'ta kalmışlar, babamla ben Ordu'ya gitmiştik.
Ne kadar çok ağlamıştım o ilk gurbet bayramında. Hele de radyodan 'Bayram gelmiş neyime/ Aman anam garibem' türküsünü dinleyip babamın da evde olmadığı zamanlarda tekrar tekrar mırıldandığımda.
Bir zamanlar gurbet vardı bu memlekette ve gurbet türküleri, daha doğrusu gurbet ağıtları çalınır söylenirdi Anadolu'nun hemen her köşesinde. Daha önceleri de seferberlik ve iskan türkülerinin eşliğinde ağlarmış kaderine Anadolu insanı. Seferberlik türküleri hala çalınır, söylenirdi o yıllarda, söylenir ve ağlanırdı ama iskan türkülerinden benim gençlik yıllarıma kala kala Dadaloğlu'nun 'Kalktı göç eyledi Avşar elleri' diye başlayan dizeleri kalmıştı. Büyük acıdır her ikisi de, biri bilinir diğeri bilinmez; ne yazık ki bilinen de unutulmaya terk edilmiştir. Türkülerini unutan bizim kuşakların ayıbıdır bir sonraki kuşağın türkülerini bilmemesi.
Gurbet yok artık bu memlekette, daha da olmaz bu ulaşım ve iletişimle. Asıl merak ettiğim bayram olacak mı ya da olursa da mana ve mahiyeti hangi değişikliklere uğrayacak? Milli bayramlar kendi çizgisinden çoktan koparıldı ve artık halkın katılmadığı, protokolün ise adet yerini bulsun kabilinden katıldığı günah savma ritüellerine dönüştü. Dini bayramlarımız ise giderek tatil fırsatı diye algılanır oldu. Üretime her zamandan fazla muhtaç olduğumuz bir dönemde üretimin durması/durdurulmasıyla oluşan kaybı otellerin dolması nasıl karşılar anlamıyorum. Bölgesel canlılık tamam da milli üretim nerede? Onu bir türlü bulamıyorum.
Bakmayın bunları yazdığıma, bayramların mana ve mahiyetini kaybettiğine hayıflansam da ben de zamana ve topluma ayak uydurmuş vaziyetteyim. Yaşlanmanın kötü tarafı geçmişin hep iyiliklerini ve güzelliklerini hatırlamak ve hep hasret duymak. Giden hiçbir şeyin geri gelmeyeceğini, kaybedilenin bir daha bulunmayacağını/bulunamayacağını bilerek yine de 'acaba' sevdasına kapılmak!
Bu duygularla siz saygıdeğer okuyucularımın, Büyük Türklük Âleminin ve İslam Dünyasının mübarek kurban bayramını kutlar hepinize, hepimize, milletimize, dindaşlarımıza ve tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını Cenabı Hak'tan niyaz eylerim.