"Bir medeniyetin çöküşü, insan kalitesinin çöküşüyle başlar."
İnsan yaradılışı itibariyle canlılar içinde en şanslı bir varlıktır.Aklı ve hayalgücü sayesinde evrenin en gizemli sırlarını merak eder. Bu tecessüs duygusu sayesinde araştırır ; yeni bilgiler peşinde koşar. Hayatı hep bir arayış içerisindedir.
Toplumlar insanlardan meydana geldiğine göre insanın iyi eğitilmesi toplumun gelişmesine ve refahına da katkı yapar. Duvar tuğladan oluşur fakat tek bir tuğla değildir. Tuğlalar üst üste konduğun zaman duvar oluşur. Toplumlar da öyledir. İnsanlardan meydana gelir fakat tek bir insan değildir. İnsanın yetişmesi eğitimle mümkündür. İyi eğitilmiş bireyler hem kendi toplumuna hem de diğer toplumlara katkıda bulunurlar. Saatin bir parçası bozuksa ,saat çalışmaz. Her parçanın saatin bütününde bir önemi vardır. Her bireyin de toplum bütünlüğünde, refahında önemli katkısı vardır. İnsan kalitesi her toplumun en önemli zenginliğidir. Vasıflı ve kaliteli insanlar sayesinde medeniyet alanında önemli gelişmeler olur. Kaliteli ve vasıflı insanın yetişmesinde eğitimin yeri inkar edilemez. Okuyan ,araştıran bilimin aydınlık yolunda ömür tüketen toplumlar bugün refah içindeler. Bizler onları taklit etmeden ilim ve irfan peşinde koşarak ömür tüketmeliyiz. Başkalarının izinde gidenler kendileri iz bırakamazlar.
Atatürk'ün, "Hayatta en hakiki murşit (yol gösterici) ilimdir." sözü yolumuzu aydınlatan ışık olmalıdır. Bu ışıkla aydınlanan medeniyet yolunda vasıflı ve kaliteli insan yetiştirmeliyiz. Medeniyet anlayışımız bize bunu emrediyor.