Yaklaşık 1000 (bin) yıl Hıristiyanlık ve yine yaklaşık 500 (beş yüz) yıl da koca Türk ve İslam dünyasına başkentlik yapan İstanbul…
Gelişin de zor, gidişin de… Ve Napolyon'un,' dünya tek devlet, başkenti ise İstanbul' dediği yer.
İstanbul çocukluğumda rüyam, gençliğimde özlemimdi.
Ayırdı beni kaderim, sürgüne göndermişti beni Samsun'a!
Acaba 'bir yanlış mı yapmıştık İstanbul'a karşı' diye düşünürüm.
Rahmetlik babam, ' çık oradan gel deyince', ben de, 'baba, benim ölüm çıkar buradan' demiştim. Belki de bu son cümlem yanlıştı.
Kim bilir, ' seni sırtımda taşır da karnımda taşıyamam mı' demek isteyerek beni uzaklaştırmıştır İstanbul.
Merhum Yahya Kemal'in ifadesiyle,
'Nice revnaklı şehirler görülür dünyada, / Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada / Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.''
Merhum üstat Necip Fazıl da;
'Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.' Demiştir. Ve daha ciceleri İstanbul için şiirler yazmışlar, türküler yakmışlardır.
İstanbul Belediye Başkanlığı için değil seçilmek, aday olma şerefine nail olmak da bir ayrıcalıktır ve özelliktir.
Sayın Devlet Başkanımız bir konuşmasında. 'İstanbul'u kaybedersek Türkiye''yi kaybederiz' demiştir.
El hak doğru söylemiştir.
Bunun tersi ise, 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır' demektir.
Burada bir oyun yoksa bu sandıkların başında görev yapanlar yargılanmasınlar mı? Nitekim Savcılar harekete geçmiş ve gereğini yapmaktadırlar
Ancak Sayın İmamoğlu hırsızdan mal kaçırırcasına iki de bir televizyon ekranlarından Bahçeli'den ve Erdoğan'dan yardım dilenmemelidir. Sayımlara dikkat etsin. İstanbulluların tercihine her iki taraf da saygı göstersin. Selam ve sevgi ile…[email protected]