Anaokulu ve okul öncesi çağındaki çocuklar yaşlarının gereğine uygun olarak çevrelerini keşfetme, olayları anlamlandırabilme, yeterliliklerini test etme, aile ve öğretmenlerini bu süreçlerin nerelerinde olduklarını görebilmek adına farklı davranış şekilleri değiştirebilirler. Bazen çevrelerindeki yetişkinlerin gözüne girmek adına bazen onlara kızgınlıklarını belirtebilmek adına farklı davranışlarda bulunurlar. Bu süreçte çocuklarda bazı istenmeyen davranışlar görülebilmektedir.
Her çocuğun yaşadığı sürece ve yaşlarına göre ihtiyaçları farklıdır. Önemli olan bu ihtiyaçların ne kadar karşılandığı ya da ne kadar karşılanmadığıdır. İhtiyaçların fazla ya da az karşılanması çocuklarda belirli davranış problemleri yaşamalarına neden olabilmektedir. Genellikle hırçınlık, saldırganlık, aşırı sinirlilik, inatçılık, yalan konuşma, izinsiz eşya alma, küfür gibi belirli davranış süreçleri yaşanabilmektedir. Çocukların bu davranışlarını değerlendirirken, davranışların yaşa uygunluğu, yoğunluğu sürekliliği ve çocuğun hayatında önemli bir değişiklik olup olmadığını değerlendirmek önemlidir. Taşınma, anne baba ayrılığı, ebeveynlerinden birinin uzun bir seyahat etmesi, kardeşinin olması, okula başlama ya da okul değişikliği yaşanması gibi durumlar çocuklarda davranış problemlerini tetikleyebilir. Bunlara rağmen bu süreçlerde belirli davranış değişikliği yaşayan tüm çocuklar için davranım bozukluğu tanısı koymak yanlış olur. Öncelikle davranış probleminin nereden kaynaklandığını bulmak çok önemlidir. Bu sebeple son zamanlarda çocuğun yaşamış olabileceği tüm değişiklikler gözden geçirilmelidir. Her çocuğun yaşının getirisi olan gelişim dönemi içerisinde kendine özgü davranışları vardır. Çocuğun hangi gelişim döneminde olduğu ve bu gelişim döneminin getirilerini bilmek oldukça önemlidir. Gelişim döneminin yaşı ilerlemesine rağmen hala devam eden problemli davranışlarının var olması ve çocuğun ısrarlı bir şekilde bu davranışlara devam etmesi yani problemli davranışın süreklilik arz etmesi durumunda çocuğun davranış şekilleri tekrar gözden geçirilmelidir. Belirli bir süre içerisinde ufak davranış değişiklikleri süreklilik arz etmediği sürece bir davranış bozukluğu söz konusu değildir. Davranışın yoğunluğu ve sonucu çok önemlidir. Örneğin, 4-5 yaşları içerisinde zaman zaman çocukların öfke ve huzursuzluk yaşamaları oldukça normaldir. Ancak, öfke ve huzursuzluk saldırganlığa dönüştüğü an arkadaşlarına ve çevresine zarar verme durumunda davranış problemli bir sürece girebilir. Bu durumlarda profesyonel bir yardım alarak bu sürece sağlıklı bir cevap verilebilir. Problemli davranışların en büyük sebebi aslında dikkat çekmektir. Çocuklar bu davranış değişiklikleri ile yetişkinlerden bir şekilde yardım istemektedirler. Çocuklar yaşadıkları süreçleri kendileri de anlamlandırmakta zorluk çekmektedirler. Bu sebeple farklı davranışlara yönelmeleri çok doğaldır. Yetişkinlerden yeterli cevabı ve desteği alamayan çocuklar zamanla kendisine olan güvenlerinde sıkıntı yaşarlar ve bu durumda da davranış bozukluklarının doğmasına sebep olabilir.
Bu durumları yaşan çocuklar zaten zor bir süreçten geçmektedirler. Bu sebeple ceza, fiziksel ya da psikolojik şiddet, aşırı sorumluluk, olumsuz davranış sonrası aşırı ilgi ya da ilgisizlik gösterilmemelidir, diğer çocuklarla kıyaslama yapılmamalıdır. Okul öncesi dönem bireyin gelişimi açısında çok önemlidir. Bu sebeple bu dönemlerde davranışların gözlenmesi, değerlendirilmesi oluşan davranış problemlerinin çözümlenmesinde oldukça etkili olacaktır.