Geçen hafta, Samsun'da yapılan bir paneli izledim. Panelde, yaşadığımız ekonomik sorunlar ve bu sorunlardan kurtulabilmek için neler yapmamız gerektiği konuşuldu.
Ekonomik krizin sorumlusu; işçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler, yoksul emekçi halk değildir, asıl sorumlu aşırı derecede borçlanan, aldığı kredileri har vurup harman savuran sermaye kesimidir, denildi. Alınan borçları hesapsız harcayan sermaye kesimi, şimdi ödemesi gereken borçları ödeyemez duruma düşmüş, faturayı bize yıkmaya çalışıyor, biz bu krizin faturasını ödemeyeceğiz, denildi.
Ekonomik kriz sonucunda, başta, otomobil, konut, beyaz eşya satışlarında hatta ithalatta bile ciddi düşüş yaşandığı belirtildi.
Gelecek dönemde; işsizlik ,yoksulluk, enflasyon artacak; ödemeler, yatırımlar, kamu hizmetleri, hatta sosyal yardımlar azalacaktır.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu,80'i aşkın emek örgütü ile bir araya gelip' krizin faturasını ödemeyeceğiz', 'krize karşı onuz omuza' mücadele deklarasyonu yayınladık, dedi. Türkiye'nin 3/4'ü işçidir, ücretli yaşayan emekçilerdir; çok olan, güçlü olan biziz, dedi.
İşten atılan bir Makro işçisi de konuştu; işe dönmek istediklerini, tazminatlarını alamadıklarını ve kendilerinin desteklenmesini söyledi.
Krize karşı hem ekonomik hem de demokrasi mücadelesi verilmesi gerektiği vurgulandı .Emek örgütlerinin talepleri ortaya konuldu:
Ücretler artmalı,
Yapılan fiyat artışları geri alınmalı,
İşten çıkarmalar yasaklanmalı,
Eğitim-sağlık gibi temel hizmetler tamamen ücretsiz olmalı,
Adaletli vergi sistemi gerçekleştirilmelidir…
Bu süreçte, emek ve demokrasi güçleri bir dizi eylem ve etkinlik düzenleyecekler. Samsun'da 8 Aralık'ta KESK öncülüğünde bölge mitingi yapılacak.
Krizin yıkıcı etkisine karşı, herkesin, emeğine sahip çıkıp demokrasi mücadelesine katılması gerekiyor…