6 Şubat 2023 Türkiye'nin deprem tarihinde çok acı bir milat oldu. Hiç şüphesiz depremin büyüklüğü ve şiddeti nedeniyle bina enkazlarının altında ilk 48 saat içerisinde kurtarılmayı bekleyen yaralı vatandaşlarımıza zamanında ulaşmakta çeşitli nedenlerle yetersiz kalındığını, büyük sıkıntılar yaşandığını yaşayarak anlatanlardan birebir takip ediyoruz. En çokta yakınlarını kaybedenlerin ruh hali canımızı acıtıyor.

 Her şeye rağmen bu büyük felaketin altından kalkmak için bir ve beraber olmak çok kıymetli ve güzeldir. İşte bunun için bir ve beraber tek yürek olduk. İşte bu yüzden depremin ilk günü, günün aydınlandığı ilk saatlerden itibaren yıkımı birebir yaşayan deprem bölgesinde en çok gözbebeğimiz askerimizi daha çok sayıda sahada görmeyi isteyen vatandaşlarımızın çaresizce yaralılarını kurtarmak için sağa sola koşuşturduğunu sahada kendisine yardım edecek görevli ve gönüllü bulmakta zorlandığını hatta yeterli sayıda donanımlı kimseyi bulamadığını bu nedenle çok sıkıntılı anlar yaşandığını anlatılanlardan duyuyor ve biliyoruz. Bu gerçek sadece depremi birebir yaşayanları değil, sağduyu sahibi tüm vatandaşlarımızı üzüyor. Biz nerede hata yaptık sorusunu bu yüzden sıklıkla kendi kendimize soruyoruz. İlk gün yeterli sayıda, donanımlı askerlerin sahada olmadığını söyleyenler olduğu gibi asker vardı açıklaması yapanlarında yaptıkları açıklamaları takip ediyor ve hepsini aklımızla mantığımızla değerlendiriyoruz. Deprem bölgesinde asker yoktu diyemeyiz. Deprem bölgesinde yaşayan deprem mağduru depremzede vatandaşlarımızın depremin ilk gününden itibaren askerimizi, TSK'yı sahada görmeyi isteme hakkını, talebini ve nedenini çok iyi anlıyoruz. Çünkü TSK, dünyanın en güçlü ordularından birisidir. Böylesine büyük ve yıkıcı bir depremde mağdur olmuş, yakınları enkaz altında kurtarılmayı bekleyen vatandaşlarımızın daha depremin ilk saatlerinde TSK'yı deprem bölgesinde tam donanımlı görmeyi isteme hakkından daha doğal bir istekte bulunmasını düşünmemiz mümkün değildir. Şu soruyu hepimizin sorması yersiz mi? Ülkemizde TSK kadar güçlü ve organize başka bir kurum var mı? TSK'nın bünyesinde olmayan ne var? Araç, gereç, teçhizat, eğitimli personel, organizasyon, disiplin, yönetme gücü tartışmasız askerimiz en iyisidir. Bu yetişmiş gücü depremin ilk saatlerinde sahada değerlendiremeyip, ilk saatleri kaçırmak bir yerde hata yapıldığını düşündürmüyor mu? Elbette askerimiz sahada oldu, sahada canla başla her noktada görev yaptı, emeğini ve alın terini yok saymıyoruz. Bu felakette depremin ilk saatlerinden itibaren daha hızlı ve donanımlı bir şekilde askerimizin sahada olması çok şey kazandırmaz mıydı? Kimse asker yoktu demiyor asker biraz geç bırakılmadı mı diyor? Evet yollar yıkıktı, havaalanları hasarlıydı. TSK'nın nakliye helikopteri filosu, tank taşıyıcı filosu (iş makinesi taşıyabilen)barışta bugünler için vardı. Görev emrini alır almaz deprem bölgesine uçtular. Başardıkları az şey değildi. Bu durum bize gösterdi ki 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde çözüm ortağı olan TSK, bütün kuvvet komutanlıklarıyla birlikte en seri şekilde tam donanımlı olarak depremin hemen akabinde sahada olmalıdır.1999 Marmara depreminin ilk günlerinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin yaptığı bir basın açıklaması var. O açıklamaya göre, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden henüz 30 dakika geçmesine rağmen askeri birlikler harekete geçer. 2 saat sonra da 'Değerlendirme Merkezi' kurulur. Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı 1 ordu, 2 kolordu, 13 tugay, 14 istihkam bölüğü, 3 lojistik bölüğü, toplam 36 bin 501 personel ilk etapta görevlendirilir. Ve devamı artarak en hızlı şekilde gelir. Asker sahada çözüm ortağıdır.

 Hiç şüphesiz Türk Silahlı Kuvvetleri gözbebeğimizdir. Deprem nedeniyle çaresizce enkaz altındaki yakınlarını kurtarmak için sağa sola yardım talebi ile koşan depremzede vatandaşlarımızın en zor anlarında, askerimizi felaketin başından sonuna kadar yanında görmek istemesini görmezden gelemeyiz. Depremin yaşandığı ilk günden itibaren vatandaşlarımızın askerlerimizi sahada görmek istemesinin en önemli nedeni askerimize duyduğu güvendir. Bir milletin gözbebeğine güvenmesinden daha tabii ne olabilir?