Geçen hafta duyguların, hislerin ve ruh halimizin bir sırası olduğunu ve her birnin hayatımızda büyük önem taşıdığından bahsetmiştik. Kısaca, duygularımız, hislerimiz ve ruh hallerimiz aslında yaşama şeklimizi oluşturduğundan söz etmiştik. Bazı duygularımızın düzenlenmeye ihtiyacı yoktur. Çünkü ortama uygun düşünceleri doru duygularla ifade ederek bizi olağan sürece uygun hisettirirler. Örneğin, bir toplantıda yapılan espiriye grup olarak gülmek olağan bir durumdur. Ancak, trafikte bunalıp haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz an sinirlenip önünüzdeki arabanın şöförüne bağırıp tüm gününüzü etkileyecek ruh halinizi bozacak bir hareketin bir faydası yoktur. Böye bir durum sizinle birlikte başkalarınında güvenliğini tehlike altına sokacaktır. Peki, bu üç süreci duygularımız, hislerimizi, ruh hallerimizi nasıl kontrol altına alacağız?
Öncelikle duygularımızın ve düşüncelerimizin kaderimiz olmadığının, üzerlerinde hakimiyet kurabileceğimizin farkına varmamız gerekir. Duygular sandığımızdan daha güçlüdür. Özellikle gerekli düşünce sürecidinden geçirilmeyen duyguların bir çoğu yıkıcıdır. Günlük yaşam sürecinde bir çok olay bizi sinirlendirir, üzer, haksızlığı hissettirir. Bu sebeple her akşam günğn muhakemesini kendi içimizde yapmak önemlidir. Günün tüm hesabını kendi içimizde kapatmak düşüncelerimizin yönünü değiştirmeye ve negatif duygularımızı biriktirmemize izin vermez. Olağan sürecin daha üstünde yıkıcı olayların yaşanması durumunda ise tüm duygu, düşünce ve hislerinizi bir kağıda yazmak tüm duygu boşalımlarımızı yaşamamızı sağlayacaktır. Bu sayede ruh halimizi daha pozitif bir şekilde diğer güne aktarmamızı sağlayacaktır. Günü bitirirken ve güne başlarken bize iyi gelecek güzel tınılar duymak, hoş bir müzik dinlemek ruh halimizi oluşturan duygu, düşünce ve hislerimizi düzenleyecektir. Nasıl hissedeceğimizi etkileyen bir başka unsur ise odak noktalarımızdır. Odaklanacağımız şey bizim hayatımızı değiştirecektir. Hayatımızda neyi ararsak onu buluruz. Bir hayatta mutlu olmak için de mutsuz olmak için de bir çok sebep vardır. Bu sebeple biz hangisini seçersek ona odaklanacağız. Bunun içinde öncelikle kendimizi çok iyi tanımalıyız. Asıl soru şudur; ''Beni en çok ne mutlu ve huzurlu hissettiriyor?'' Zaman zaman yolumuzu bulmakta gerçekten zorlanıyor ve yıkıcı duygularımız hayatımızı çok fazla etkiliyorken gerekli çözüm yollarını bulamayabiliriz. Bu durumda bir uzmandan bu konuda destek almak hayatımızı kolaylaştıracaktır.
Unutulmamalı ki, hayat çok kısa ve çözüm yolları çok basit sadece istek, azim ve doğru düşünceyle birlikte bize sunulan hayat anlam kazanır.