Milli Eğitim Bakanlığı, 'Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nde değişikliğe giderek bakanlığa bağlı ilk ve ortaöğretim okullarının açılmasına ilişkin esasları yeniden düzenledi.
MEB, bu düzenlemesiyle Fen liselerinin açılışına sınır getirirken; imam hatip liselerinin açılmasını 10 kat daha kolaylaştırdı.
2002 yılında 450 olan imam hatip lisesi sayısını 2017'ye gelindiğinde 1408'e, 71 bin olan öğrenci sayısını ise 517 bine yükselten MEB, yeni yönetmelik ile her mahallede bir imam hatip lisesi kurulabilmesinin önünü açtı. Son 10 yılda binin üzerinde imam hatip lisesi açan MEB, bir yerleşim yerinde Anadolu İmam Hatip Lisesi açılması için gereken 50 bin nüfus şartını,5 bine kadar düşürdü.
Başarılarına karşın sayılarının azlığı ile dikkat çeken fen liseleri için ise öğrenci kontenjan limiti getirildi. Kontenjanları ildeki 8. sınıf öğrenci sayısının yüzde 5'i ile sınırlandı.
İmam Hatip liseleri, artık bir meslek lisesi olma özelliğini kaybederek, din ağırlıklı eğitim veren okullara dönüştürülmüştür. Bu okullardan mezun olan öğrencilerin çoğu kendi alanlarının dışında bir okula veya mesleğe yönelmektedir. Dolayısıyla bu okullar, bir meslek lisesi olmaktan çıkıp 'dindar nesiller yetiştirme projesinin laboratuvarları olarak işlev görmektedir.
İlkokuldan sonra ortaokul ve lise sürecinde görülen 8 yıllık eğitimin içeriği din ağırlıklıdır. Konular temel dini bilgileri edinmenin ötesinde, üst eğitime hazırlık niteliğindedir. Bu okulların sayısını artırmak, öğrencileri özendirmek ve var olan okulları imam hatiplere dönüştürmek, bugün o projenin amacına hizmet ediyor olsa da uzun vadede ülkenin gelişmiş sanayi ve bilim toplumuna dönüşmesini sağlayacak bilimsel ve teknik işgücüne yararlı olamayacaktır.
Yeni açılacak okulların ortak standartlarını belirleyen MEB, pek çok standardın yanında, her okula abdesthane ve kadın ile erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit bulundurma zorunluluğu da getirdi.
Bu ve benzeri uygulamaları görüp 'Laik eğitimden uzaklaşıldı, eğitimin içeriği dinselleştiriliyor!' eleştirilerini yapanlara, söyleyecek sözümüz kaldı mı?..
Alpaslan ÇEPNİ