Ekrem İmamoğlu Tayyip Erdoğan gibi bir lideri aşarak tarihi başkentimiz İstanbul'a Belediye Başkanı oldu.
Ne kadar şükretse azdır.
Ancak ne vardır ki, medeniyetimizin banileri, sosyal yaşamımızın çimentosu vakıflarla kafayı fena bozarak kimyasını değiştirmiştir.
Kamu yararına çalışan vakıflar Belediye ile işbirliği yaparak ve de anlaşarak yine Belediye'nin tesislerinde öğrenci barındırma amaçlı Belediye- Vakıf hizmet alım- satımı yapmışlardır.
Bundan daha doğal ne olabilir?
Bu işi herhangi bir şirket yada şahıs da yapabilir.
Şimdi tam da okulların açılışı zamanı. Devletin yurtları yetersiz. Öğrenci İstanbul gibi yerde nasıl barınacaktır?
Belediye bütün işleri bitirdi de sıra yurtçuluk yapmaya mı geldi?
Güldürmeyin!...
Sayın İmamoğlu, sözleşme feshinden önce bi dursun ve dolma bilgilerle değil, kendi müşahadeleriyle karar verecek noktaya gelsin diyoruz. Sözleşme feshi ile ideolojik 3-5 kişilik grupları iş yapmışlık adına belki mutlu eder ama, kamuoyu vicdanında büyük ve unutulmaz yaralar açar, kendilerinin de prestijini sarsar.
Hizmet alanlarına dini de alan vakıfları NEDEN hedef tahtasına koymuş olsun?
Sayın İmamoğlu'nun özel bir bildiği var mıdır? Kime ya da kimlere mesaj vermek istemektedir?
Yoksa bile bile mi ateşle oynamaktadır? Zira hem yerin altındakileri ve hem de yerin üstündekileri yaralamak akıllı politikacının işi değildir, olmamalıdır da.
Sayın İmamoğlu'nun daha ilk günden itibaren VAKIF SENDROMU ile yatmış ve öyle kalkmıştır. Şimdi yalan konuşmadığının bir kanıtı olarak sözleşmeleri tek taraf feshetmektedir. Fesihten önce samimi ise yolsuzluğu bulup ortaya koymalıdır. İki sözleşmenin feshi ile metroların, yolların ve köprülerin yapılmadığını görecektir.
Ve o zaman da bunları yapmak için zaman kalmayacaktır. Leyleğin ömrü vakvak ile geçermiş derler. Sayın İmamoğlu yıkımla işe başlamıştır. Tam da CHP zihniyetine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Ama yıkımın değil, imarın yani yapımın esas olduğunu bilmeliydi. Keşke çelik- çomakla oyuna başlamamış olsaydı…Selam ve sevgi ile…[email protected]