Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki; güçlü olmak, büyük düşünmek; zamana ve geleceğe ait bütün tasavvurlarımızda çağı doğru algılamak mecburiyetimiz vardır. Sadece Türkiye'miz değil, kültürümüzün ulaştığı bütün coğrafyalarda varlığımızı ve misyonumuzu anlayan, medeniyetimizi bilen ve bizi tanıyan kardeşlerimiz de gözlerini, ümitlerini bize çevirmişler. Bizim yanlış yapma şansımız hiç yoktur. Bu hususta sadece maddi anlamda kalkınma yetmez. Kültürde, sanatta kısacası hayatın her alanında kültür coğrafyamıza; hatta bütün insanlığa medeniyetimizin inanç değerlerini ulaştırmalıyız. Sinema, çok etkisi olan ve toplum oluşmasına katkıda bulunan çok önemli bir silahtır. Sinema sayesinde ülkeler birbirini daha iyi tanıma fırsatı buluyor. Güçlü devletler, sinemayı çok iyi kullanıyorlar.
Bizi biz yapan kültürel kodların kaybolmaması gerekir. Bilişim sayesinde uzaklıklar yakın oldu. Dünya aynı dünya fakat insanların algılamaları değişti. İletişim sayesinde dünyanın her yerine hatta balta girmemiş Afrika'nın ormanlarına bile ulaşmak mümkün. İletişimin etkisinin bilincinde olarak gençlerimizi yetiştirirken onlara milli ruh ve inanç değerlerimiz anlatılmalıdır. Gençlerimizin hayallerine ve umutlarına sınırlama getirmemeliyiz. Onlar yeni dünyalara ve ufuklara kanat açmalılar. Genellikle insanların düşünceleri, hareketleri ve sonuçlara hapsolmak gibi bir eğilimi vardır. Gençlerimizi geleceğe hazırlarken onların ufuklarını, umutlarını hep geniş tutmalıyız.
Bütün toplumların geleceği eğitime bağlıdır. Biz de bu konuda gençlerimize güveniyoruz. Onların iyi yetişmesi geleceğe ümitle bakmamızın temel sebebidir.