Bu yıl 4 ayrı fakülte öğrencileriyle 'Dijital Çağda Hukuk' hakkında konuşma fırsatı buldum. Hukukun bireyler, kurumlar ve devletler açısından yapay zekayla nerelere gittiğine dair en yeni gelişme ve senaryoları geleceğe ilişkin öngörülere aç pırıl pırıl zihinlerle paylaşmak inanılmazdı. Gençlerimizin kendilerinin ama aslında ülkemizin geleceğini tasarlama isteklerini görmek daha da inanılmazdı. Ülkemiz karar vericilerinin derhal başlaması gereken ne kadar çok şey olduğunu görüp üzüldüm ama bu genç, aydınlık ve çok kuvvetli enerji karşısında durabilmenin er ya da geç mümkün olamayacağını düşünerek sevindim…

Yapay zeka temelli hukuk uygulamaları 'sistemler' halini aldıkça ve biz ülke olarak en büyük sermayemiz olan gençlerimizin yaratıcı hayal güçlerine karşı bu yaklaşımla devam ettikçe hukuk hizmetleri; sadece yapay zeka sistemleriyle çalışabilenlerin ayakta kalabileceği bir yere doğru gidiyor. Demokrasimiz ise her türlü sanal manipülasyona açık biçimde gittikçe zayıflıyor... 'Adaletin yapay zekalı hali' toplumun tüm kesimlerince acilen tartışmaya açılmalıdır...

''Türk Yapay Zeka Adalet Sistemi' stratejisi ve teknolojilerinin bir an evvel geliştirilmesini ve uygar dünyadaki rekabette geri kalmamak bir yana, hukuk sektörü ihraç edebileceğimiz düşünsel ve teknolojik sıçramayı sağlamak zorundayız. Ama toplumca 'ulaştığımız yerde' bunu yapabilir miyiz?

OECD'nin 'Yetişkin Becerileri Araştırması/The Survey of Adult Skills' adlı, 15-65 yaş aralığında 5277 kişiyle yüzyüze görüşülmüş çok ciddi araştırmasının ürkütücü sonuçları, evlatlarımızın geleceği açısından ümit kırıcı: Yetişkinlerimizin % 40'ı bilgisayar kullanmayı bilmiyor, yetişkin nüfusumuzun sadece %8'i teknoloji aracılığıyla problem çözmede üst seviye beceriye sahip, ileri seviye okur-yazarlık becerisine sahip yetişkinlerin oranı % 0.5 (OECD ortalaması % 10.6), ileri seviyede sayısal becerilere sahip yetişkinlerin oranı % 1.5 (OECD ortalaması %11.2), ileri seviyede bilgi işlem becerisine sahip yetişkinlerin oranı % 0.9 (OECD ortalaması % 5.4). Özetle 80 milyonluk güzel ülkemizde sentez yapabilen, karmaşık hesapların içinden çıkabilen ve teknolojiyi en iyi şekilde kullanarak sorunlara çözüm getirebilen yetişkinlerimizin nüfusumuza oranı ortalamada % 1… (Selçuk Şirin – Bir Türkiye Hayali)

19 milyon okuyan evladımız var yani her 4 kişiden biri öğrenci! Milli Eğitim Bakanlığı'nca yürütülen PISA verilerine göre evlatlarımız matematikte, fen bilimlerinde ve okuduğunu anlamada ilk 50 ülke arasında bile değil! En son yapılan PISA Üst-Seviye fen bilgisi testinde başarı oranımız 0, yanlış yazmadık SIFIR! Her 4 okulumuzdan birinde kütüphane yok (olanları da hem içerik hem de doğru kullanım açısından az çok biliyoruz). Çocuklarımıza eğitim kaynakları sunmada dünyada en sondan 9. Sıradayız. Ve evinde zengin bir eğitim kaynağı (yani kitaplık) olan öğrenci oranı % 5 (Güney Kore ve Norveç'te % 32).

Soframızdaki ekmeğimiz de Türk Milleti olarak dünyadaki onurumuz ve özgürlüğümüz de bilgili ve donanmış insan gücümüze bağlı. En üst seviyede yetiştirmek zorunda oluşumuz bir yana, TÜİK verilerine göre 2017 yılında hayallerini gerçekleştirecek sosyal, siyasi, ekonomik koşulları sağlayamadığımız için yurtdışına giden 243.000 üniversiteli gencimizi kaybettiğimiz bir ortamda ümitli olmayı nasıl başarabileceğiz? Ne yazık ki doğru ya da haklı olmanın yetersiz kaldığı bir yerdeyiz. 'Yalnız bilmek yetmez istemek gerek. Yalnız istemek yetmez yapmak gerek'…

SAMSUN ATATÜRK HEYKELİ DİJİTALLEŞTİRME PROJESİ-5

Döneminin ünlü heykeltıraşlarından Heinrich Krippel'in Avusturya'daki atölyesinde bronz döküm sonrası taşınırken çekilen fotoğrafa, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda da kullanılan 3D dijital tarama teknolojisiyle biraz daha yaklaştık. Projemiz tamamlandığında heykelin 32 parçasından biri olan bu asil başı, matematiksel olarak 'aynı formda-replika' olarak yakında elimize alabileceğiz. Şehrimizde ilk kez dünyadaki en üst düzeyde teknoloji -evlatlarımızın geleceğe ürkmeden bakabilmelerini bir nebze olsun sağlamak üzere- geçmişimizin kültürel değerleriyle harmanlanarak, ilham verici bir biçimde kullanılıyor…